Ümmetçilikten aslını unutan bir milletiz. İbretlik bir olay
Sultan Abdülhamit zamanında, Avrupa'da bulunan bir Jön Türk'ün anısı çok ilginçtir. Bir grup Jön Türk bir kütüphanede sık sık buluşmaya, çalışmaya başlamışlar. Kütüphanenin Fransız amiri de meraklanmış kimdir bu grup, yanlarına yaklaşmış sormuş? "Siz nesiniz?" Jön Türkler şaşırmış, "Müslümanız" demişler. Fransız amir demiş ki: "O sizin dininiz. Milliyetiniz nedir?" Bu sefer Jön Türkler, "Biz Osmanlıyız" diye yanıt vermişler. Adam yavaş yavaş sinirlenmiş: “Bu da sizin tabiiyetiniz. Milliyetiniz nedir? Mesela şurada oturan adama sordum Ermeni’yim dedi. Yanındaki ise Rum’muş. Siz de Rum veya Ermeni olamazsınız ya?!” Anısını paylaşan Jön Türk, “İşte o gün Türk olduğum aklıma geldi” der.
Sayfa 157Kitabı okudu
Tarihten Gerçek ve İbretlik bir olay
1960 Mart'ında ağır hasta bir halde Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Urfa'ya gelir. Bu haberi alan İçişleri Bakanlığı, Bediüzzaman'ın derhâl Urfa'dan çıkarılması için emir gönderir. Halkın yoğun baskısı üzerine Urfa Valisi, İçişleri Bakanı Namık Gedik'e: "Efendim, Said Nursi çok hasta ve onu göndermek için müsait bir araba da yok. Hiçbir arabacıya onu götürtemeyiz" der. Namık Gedik: "Çöp arabasıyla da olsa göndereceksiniz" talimatını verir. Onun böyle söylediğini öğrenen Üstad Hazretleri: "O kendi kaderini kendi yazmış oldu." der. Bediüzzaman'ı Urfa'dan çıkaramazlar ama, Genelkurmay binasından kendini atarak intihar eden Namık Gedik'in cesedi çöp arabası ile taşınır. Adil-i Mutlak olan Allah (cc) karşısındaki akıbetlerini düşünerek insanlar ürpermelidirler
Reklam
İNSANA NE KADAR TOPRAK LAZIM?
Bu aralar emekli olunca yaşamayı düşündüğüm bir yazlık araştırıyorum. Yazlığın bahçesi büyük mü olsun küçük mü olsun, ihtiyarlayınca giriş katında kalacağım bir odası olsun derken bir akrabam memleketten sanki nelerle uğraştığımı biliyormuşçasına bir mektup göndermiş! İnsana ne kadar toprak lazım! Tolstoy’un İnsan ne ile yaşar adlı kitabında,
Günün ibretlik hikayesi.
Gazetede, başı olmayan bir üçüncü sayfa vakası anlatılmaktaydı, olay Çekoslavakya'da geçmiş olmalıydı. Bir adam, para kazanmak için bir Çek köyünden kalkıp yola çıkmıştı. Yirmi beş yıl sonra zengin olmuş, karısı ve bir çocuğuyla beraber memlekete dönmüştü. Doğduğu köyde annesi, kız kardeşiyle beraber bir otel işletmekteydi. Adam onlara sürpriz olsun diye karısıyla çocuğunu başka bir otele bırakıp annesinin işlettiği otele gitmiş, fakat içeriye girdiğinde annesi onu tanımamıştı. Adam şaka olsun diye bir oda tutmuş. Sonra da cebindeki parayı göstermiş. Geceleyin, annesiyle kız kardeşi kafasına çekiçle vura vura adamcağızı öldürüp parasını çalmış, ölüsünü ırmağa atmışlar. Sabah karısı çıkagelmiş, işin iç yüzünü bilmeden, yolcunun kim olduğunu onlara anlatmış. Bunun üzerine anne kendini asmış, kız kardeş bir kuyuda intihar etmişti.
Tolstoy’un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır. Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir. Pahom’a “Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım.” der. “Yoksa bütün hakkını kaybedersin.” Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez. Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir takâti. Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar. Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz… Reis olanları izlemektedir. Çok kereler şahit olduğu olay yeniden vuku bulmuştur. Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom’u bu mezara gömerler. Reis Pahom’un mezarının başında durur şöyle der: “Bir insana işte bu kadar toprak yeter!”
Sayfa 52 - Can yayınları
Tesettür Kadınların İmtihanıdır
Bazı hanım kardeşlerimiz "Ben örtünmek istiyorum, ama çevremdeki insanlardan çekiniyorum. Onlar benimle alay eder." diyor. Kıymetli kardeşim! Bu dünya bir imtihan dünyasıdır. Bazıları fakirlikle, bazıları zenginlikle, bazıları sıhhatle, bazıları da hastalıkla imtihan edilir. İşte, başı açık hanım kardeşlerimizin de bu zamandaki en büyük
Reklam
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.