Hiç kimsenin birbirinden haberi yoktu. Başka başka dünyalar yaratmıştık kendimize. Birlikte mutlu yaşayacağımız bir dünyada olduğumuzu bilmiyorduk. Kuş ağaçtan habersiz, ağaç buluttan. Ve biz insanlar yeryüzünün bütün güzelliklerine sırtımızı çevirmiş, kendi karanlık iç dünyamızın derinliklerine dalmıştık.
Süreksiz -olan-bir kültürün bazen birkaç yıl içinde, o zamana kadar yaptığı gibi düşünmeye son vererek, başka şey ve başka şekilde düşünmeye başlaması olgusu-, hiç kuşkusuz dış bir erozyona; düşünce için öte taraf olan, ama daha başından itibaren hep düşündüğü şu mekâna doğru açmaktadır. Ortaya çıkan sorun, limitte düşünce ile kültür arasındaki ilişkiler sorunudur: nasıl oluyor da, düşünce dünyanın mekânında bir yere sahip oluyor; orada sanki bir kökene sahip bulunuyor ve şurada veya burada hep yeniden başlıyor? Ama belki de sorunu ortaya koymanın zamani henüz gelmemiştir, düşünce dünyasında dolaşabilmek ve onu kendinden kaçtığı yön hakkında sorgulayabilmek için, herhalde düşünce arkeolojisinin daha güvenilir hale gelmesini, dolaysız ve pozitif olarak tasvir edebileceğinin ölçüsünü belirlemiş olmasını, içinde yer aldığı kendine özgù sistemleri ve bunların iç bağlantılarını tanımlamasını beklemek gerekir. Demek ki şu an için, bu süreksizlikleri, kendilerini teslim ettikleri hem aşikâr hem de karanlık olan ampirik düzen içinde kabul etmek gerekmektedir.
Reklam
Çoğu kez bulutlu, kapanık gibidir iç dünya, İnsanın ruhu kuşkuların pençesinde ve tedirgindir, Doğanın görkemidir yalnızca günlerini aydınlık kılan Ve ancak o zaman uzaklaşır kuşkunun karanlık soruları.
Golding, insanların tümüyle kötü olduklarına değil, dış dünyada da, insanların iç dünyasında da iyilikle kötülüğün, aydınlık güçlerle karanlık güçlerin çarpıştığına inanır aslında.
Sayfa 261 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sevilen, özene bezene bakılıp işlenen, sonunda da bırakılıp gidilen topraklarla evlere, nedense, iç karartıcı bir hava sinmiş gibi olur. Terkedilmiş bir evin çevresindeki ağaçlar karanlık ağaçlardır; düşürdükleri gölgeler adamın aklına olmayacak şeyler getirir.
Sayfa 10 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak,
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.