Ah Rüveyda eminim ki birçok insan senin yerinde olup bu dizelere talip olmak isterdi.
"At vuruldu; içim paramparça rüveyda
gölgelerin ardına sakladım kusurumu
sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin
ben burda damla damla eriyip akıyorum
yine de, çiğnetemem kimseye gururumu istenmediğim yeri sessizce terkederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim."
...
Siyah Gözlerine Beni de Götür
Bir sözcük hazinesinden oluşturulabilecek güzel cümleler kurup , bunu bize aktaran çok az yazar vardır. Nurullah Genç onlardan biridir benim için.
Seri çok iyi ilerliyor. Spoiler vermeden toparlamaya çalışıyorum ama çok heyecanlıyım. Türkçe başladığım bir seriye İngilizce devam etmeyi hiç sevmem ama üçüncü kitabın çevirisini bekleyip beklememek arasında gidip geliyorum…
Karakterlerin gelişimleri, kademe kademe sürüklendiğimiz kaos, entrikalar, ittifaklar derken hikayenin içerisinde sürüklendim resmen. Çok güzel bir devam kitabıydı.
(Bu paragrafta karakterler hakkındaki duygularımdan bahsediyorum spoiler olabileceğini düşünüyorsanız atlayınız.)
Nehri’nin güçleri ve bu dünyadaki yeri bakımından büyük bir patlama yaşamasını bekliyorum hala. İlk andan itibaren Ali’yi çok sevmiştim zaten, bu kitapta da bir şey değişmedi; öte yandan kitabın sonlarındaki gelişmeler beni Ali için bir miktar korkuttu. Dara’ya hala ısınamadım. Cemşid hikayede güzel bir yenilik oldu, kendisine inanılmaz içim ısındı. Muntazir’i seviyorum ama kendisine kızgınım, aklımı aldı çünkü. Bu kitapta tanışıp sevdiğim diğer bir karakter de Lübeyd oldu. Genel olarak karakterlerle bağ kurabildiğimi farkettim ve bu durumdan çok memnunum.
Kitabın sonları gerçekten çok keyifliydi. Heyecandan okuyamadığım yerler oldu. Ufak tefek eksiklikler var ama bahsedecek kadar umursayamayorum. En az ilk kitap kadar iyi bir devam kitabıydı. Devamını heyecanla bekliyorum.
Bakır Krallığı 
S. A. Chakraborty
