Yüzyıllardır yorgunum Feride, Geçmiyor sancım. Rutubet sarmış evdeyim, Karanlık her yanı. İçimdeki karanlığın aydınlık yanını arıyorum, Bulamıyorum. Karanlığa gömülmüş hislerim, Hissettiklerim hep yabancı. Yellerinde şafak doğmuş taylar gibi koşuyorum, Feride. Devrilen binalara nispet, düşüyor bacaklarım. Şafak söküyor
Bir Ahmet Kaya Şarkısı Yankılanıyor Beynimin İçinde "Sensiz Geçmiyor Bu Günler Biliyor'musun" Diyor İçim Sökülüyor Dağılıyorum...
Reklam
"BİÇİM ve ÖZ ARASINDAKİ DERİN İLGİ..."
- "Özellikle kadınlar üzerinde daha "görünür" hale geliyor bu algı de­ğişimi! Klasik örnek ama söylemeden geçemeyiz; başı örtülü, ayağında kot, ağzında sakız, yüzünde makyaj, elinde cep telefo­nu, sigara, kahkaha... Bu nasıl bir "tesettür" anlayışıdır ya Rabbi! Nasıl bir hicap, nasıl bir edep? Şimdi mümin bayan bu mudur yani? Bu söylediğimin "şekilcilik­le-biçimcilikle’" falan ilgisi yok; belli bir zihniyet tarzı bu biçimi doğuruyor. Bir de bu konuyu tafsilatıyla tefekkür etmemiş kardeşlerimiz var. Ben daha önce de söyledim, tekrar da söylüyorum: Biçim ile öz arasında zannedildiğinden daha derin bir ilgi vardır..." (Afak dergisi 4. sayısı Ömer Faruk Dönmez ile Bünyamin Dinç’in yaptığı “Bizim Tufanımız da Modernizm'miş” başlıklı söyleşi)
Bana bir varmış de, “Bir varmış, bir yokmuş” deme, İçime dokunuyor…
Eylül Ayı Hikaye Yazma Etkinliği/ İzdüşüm
Doğuştan getirdiğim farklılıklarım var benim. Gerçekle hayal olanın birbirine girdiği bir dünyaya gözlerimi açtım. Başlangıçta herkesi kendin gibi sanıyorsun, anlam veremediğin onca şey olsa da sağına soluna dönüyor diğer insanlara bakıyor senin gibi olsunlar diye için için bir umut besliyorsun. Zamanla beslediğin bu umudun ipini beline bağlıyor
Can Yücel
Bana bir varmış de, “Bir varmış, bir yokmuş” deme, İçime dokunuyor.
Reklam
629 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.