Gecenin en koyu karanlığında yağıyor yokluğun Çaresizliğimin şiddeti,çatısını savuruyor umutlarımın Sokak lambaları bile,kendine yetiyor sadece Koca şehir,binlerce kalabalığın resmettiği,hatırsız bir dost bu gece Ses vermiyor suskunluğuma ki, Sabredişlerimin açıklarında bile yankılanıyor öfkesi Bütün hayaller alabora olmuş Ihtimallerle yüklediğim ümitlerim,filikalarla uzaklaşmış yakacağım gemilerden. Içimdeki sen kırıntıları vedasız vuruyor yalnızlığımın kıyılarına. Kimse duymuyor benden başka belki,çığlık çığlığa,bağıra çağıra yağıyor artık bu şehre aşk...
Sen giderken, tıpkı geçmişte olduğu gibi uyuyor numarası yaptım. Çocukluğumda birçok ebeveyn dayağını savuşturmuştum böyle. Olmadı bu kez, canımın acımasına engel olamadım.
Reklam
Avucumun içindeki nasırsın şimdi sen, kime dokunsam acırsın!
cam kenarında oturmak için debelenen haylaz çocuklardık hep haytalığa kafa yormakla aşındırılmış yollarda bütün haritalardan dışlanmıştı kimi huysuz şehirler kimi şehirler herkese biraz, uzaktı en ücra noktasına dek zapt edilmişti kimileri ve biz müthiş yıpranmıştık kendimize seyir halindeyken mataralarımızda umman, gözyaşları...
Sayfa 154
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Merhaba, ben Avşin! 5 çocuklu bir ailenin erkek olma umudu ile doğsun dediği; dünyaya siyah gözleri, çokça saçları ile gözlerini açan, babası tarafından da kekeme olduğu için sürekli engelli damgası yiyen bir kız çocuğuyum ... Yaşım 23; ama içimdeki çocuk zamana inat her gün yeşerip mucizevi bir şekilde büyüyor, öğreniyor. Evet, ben o çocuğa savaşmayı, dik durmayı, güçlü olmayı, kötülere karşı daha fazla ayakta durmayı öğrettim. Bir gün meğer içimde kırıntıları olan benim bilmediğim; sadece doğaya, kitaba beslediğim aşk denilen duygu içimde yeşerdi ve ona karşı büyümeye başladı. O aşkla beraber zamanla herkesin mucize dediği ama yapabileceğim her şeyi öğrendim ve başardım. "Sen gidince belki acın biraz da olsa geçecek ama gerideki adam uzuvları ve ölecek. Peki ben desem ki dünyadaki yaşanacak her duyguyu birlikte hissedelim mi? Sevelim, aşık olalım, ağlayalım, gülelim ... Biz olalım, bir olalım mı? Kal lütfen ... "
Mucizem Sensin
Mucizem SensinMelek Kaş · Efsus Yayınları · 202176 okunma
Yumak
Başlamak, Tek başına heybetli. Heyecanın, umudun içinde korku kırıntıları. Öyleki, o heyecanın verdiği cesareti alt ediyor. Sonra en zayıf olduğum anda kocaman bir yumru duruyor boğazımda. Yutamam diyorum ama yelteniyorum yine de. Nede olsa içimdeki Zeyna'ya hep inanmıştım. Zeyna diyorum, gel alt edelim . Ama "O" senin düşmanın değil diyor."Sen" ancak sana yardım edersin. Mücadelede yardım vardır. Savaşta yok etmek, diyor. Haklı. Yine haklısın Zeyna. O yüzden Zeyna'sın . Yumru diyorum sonra, nesin sen? Ses yok.Dinliyorum , yok. Dinlerken fark ediyorum. Yumru, hızlı hızlı nefes alışverişlerimin  yumağı. Yumak. Ama yumak nasıl çözülüyor ki , ben bu yumağı hiç çözmedim önceden. İnsanın nefesi neden hızlanır ki? Herhalde bunu ömrüm boyunca saysam bitiremem . O yüzden saymadım. Evet , burda kaybettim.  Sonunu göremedim diye vazgeçtim. Evet , işte yumak buydu. Belirsizlikti.. Ebru ÇAĞLAYAN
Reklam
82 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.