Kötülük vardı her şeyin fazlasında ve fazlaydı her şey insanın iç dünyasında.
Her insan yaşayabilir miydi iç dünyasında?
Ağır mıydı içi dışından insanın?
Taşıyamaz mıydı yaşayan bedenin ölü ruhu tüm bunları?
Ne beklerdi insan?
Dünyayı olduğu gibi değil de içinde hissettiği gibi olduğunu görememenin burukluğu muydu yoksa fazla gelen?
Şimdi yorgunum, önceden de yorgunmuşum. Sanırım ben yorgun doğmuşum, her yol ayağıma dolanmış; saatleri saymaktan, zamanı yakalayamamaktan; içimdeki o yumağı ayıklarken yorulmuşum.
Sonra susup kendime doymuşum.
Hep varmışım da istediğim gibi yokmuşum.
Kendi kendime yokuşmuşum.
Kolayı zorla, sevgiyi geçmişle, kendimi kendimle savaşırken bulmuşum.
Dilimi suskunluğa gömmüşüm.
Susmuşum...
Ben meğer bu'ymuşum...