İçime çektiğin havanın bile ağırlığı Yüreğimde onca baskıya eş değer Tatamamak yasayamak ne acı bilemessin Sen uykunda rüyalarında Ben ömrünü uzatan gerçeklerin yüzüme tokat atışında mutluyum Yalandan dünyada hikayeler yazmanın Sarmalı içinde uyuşmuş ellerim de İrkilme içinde uyanır oluyorum İstekleri olanın Değersiz tarafıyım Dilek ağacı her tarafım Ama aşacak bir yol bile yok Sana ufacık selam bile getircek Sandal parçası olamam Taşar gözlerimden sular nehir ler Denize taşır dalgalar ile kalamam Ufak yüreğimi titreten koca denizi arşınlayamaz Boğulurum deryanda Kaybolurum semanda Susuz kalırım güneşinde Yaralar açılır ölümle kalırım her deneyişimle Korkak kalbim senle oluşuna
İçime sinsin istiyorum, kervan yolda düzülürü es geçiyorum.
Reklam
Tutamam ya nasıl gizledim? Ele sustum içime söyledim Gizli aşk bu hiç kimse duymasın Sapamam ya yolu özledim Hayal neymiş? rüya bir yana Seçemem ya seni özledim Ah be hiç haberin yok Eş dost biz gama düşece'z Sen durma koy saki içece'z youtu.be/y035E2kzLYM?si=...
Kendimle terapi
Eksikliğini duyduğum şeyi elde ettigimde icime dolan yasama sevinci hayattan yeni beklentiler olusturmama sebep oluyor, bu sefer sahip olamadiklarim yuzunden yeniden dibe cekiliyorum. Beklenti hayal kirikligiyla eş deger neredeyse, beklememek de insani değil. Insan olarak mutluluk galiba mumkun değil.
Hiçbir şeyin ortasındaki şey
Yürüyorum bir yerlere doğru... Upuzun tükenmeyen dağlardan aşağıya yuvarlanan minik bir taş parçası gibi oraya buraya istemsizce boyun eğiyorum. Niteliksiz duygularımın içindeki sarsıcı hayallerime tutunarak her güne bir lanet okuyorum. O hayaller bu yozlaşmış çevreye nasıl tutunsun! Gözyaşlarım içime aktıkça fikirlerim zincire vuruluyor. Tüketiyorum kendimi ve diğer her şeyi. Planlar ve arzular zamanın bir ucuna takılıp yitip giderken kaybolanların farkına bile varamayacak kadar yitiriyorum kendimi her defasında. İlkel dürtülerimi modern kalıplara tıka basa doldurdukça kusuyorum içimdeki bilincini yitirmiş düşlerimi. Her gün kendimi İsa gibi çarmıha gerilmiş gibi hissetmeden var olamıyorum. Retoriklerimi ilke haline getirdikçe kuş bakışı izliyorum kendimi. Neydi bu yaşadıklarımın tümü? Ölüm yatağına olan merak duygusu ölüme gidenlerdeki pişmanlıkla eş değilse eğer yaşayanlardaki bu kırılmış düşlerden geriye tanrı kalmaz mıydı?
Bir sus geldi içime
Kıyısındayım yalnızlığın Ölüm gibi bir şey Ama ölüme çok var daha Sessizliğim kendi sesimden değil Gözlerim ufukta savrulan saçlarını Kulaklarım saçlarına değen rüzgarı Arıyor Bir sus geliyor içime
Reklam
163 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.