İnsan çok şeyden kaçar ama kendinden ve kaderinden kaçamaz, içindekinden,olduğundan kaçamaz.
Her ne kadar derinlerimize de gömmüş olsak birşeyleri, her ne olursa olsun gün yüzüne çıkar korkularımız.
Bazen acıta acıta, kanata kanata yol alır içimizde, içimizdekiler.
Baş kahramanımızda da böyle oldu.
O, yıllarca belki de üzerini örtüp sakladığı
İçimdeki Sen içerisinde birbirinden güzel şiirleri barındıran okudukça duygu deryasında yolculuğa çıkacağınız; geçmiş, şimdi ve gelecek arasında gezeceğiniz duygu yüklügüzel bir eser.
Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Yayın hayatınızda başarılar dilerim.
Zübeyde Asya
Arka Kapaktan Alıntı:
İnsanın bir hayali varsa eğer; Önüne koyulan taşları engel olarak görmek yerine, yoluna basamak yapabilmelidir.
Hep konuşuruz içimizden ama bazen ne konuştuğumuzu durup incelemeyiz. Düşüncelerimizin çok azını duyarız. Duygularımız, had safhaya gelinceye kadar onları umursamayız.
Fakat, bazı düşüncelerimizi de duygularımızı da ne kadar bastırırsak bastıralım, ne kadar yok sayarsak sayalım oradalar, içimizdeler. Yüreğimizin, kafamızın içindeler. Buna engel olamayız.
Biz, yazma ihtiyacı duyanlar da işte böyle, kendi içimizdeki sesleri dinleyip, anlamlarını, duygularını kavrayıp, onları harflerle biçimlendiriyoruz. Satırlarda, dizelerde yeniden konuşturuyoruz. Onları bastırmıyoruz ya da yok saymıyoruz. İçimizdekiler bizim hazinemiz. Bize ait olanlar, kiminle ve ne ile alâkalı olursa olsun onlar bizim içimizdeki sesler… Ve bizim için kıymetliler.
Bu kitapta sadece benim değil, senin hissettiklerin de var. Senin için hissettiklerim ve sen de gözlemlediklerim de var.
İÇİMDEKİLERE TEKER TEKER, KANATLAR TAKTIM VE UÇURDUM…
Her yüreğe bir dokunuş, bir ses olabilmek için.
İçimdeki SenZübeyde Asya · Odessa Yayınevi · 054 okunma
Kitap öyle bir çarptı ki ne oldu anlamadım. Bu kitabın bende bıraktığı etkiyi nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Bir Oğuz Atay etkisi bırakması çok garip oldu. Onun gibi bir etkiyi başka bir yazardan hiç beklemezdim. Yusuf Atılgan öyle bir kitap yazmış ki ben ne anlatsam ne söylesem bu kitabı anlatmaya yetmeyecek,bir şeyler mutlaka eksik kalacak. Ama
Ramazan' da içimizdekiler kadar dışımızdakileri de yeniden gözden geçirme , detaylı bir bahar temizliği yapma ,yenilenme ve tazelenme fırsatı buluyoruz. Çünkü o;temizlenme ve arınma mevsimidir .
Bir milyar insanı içeren, dünyanın üçte birine yayılmış olan düzinelerce farklı toplumdan oluşan, içinde Arapça, Farsça, Türkçe gibi yarım düzine önemli dil konuşulan Müslüman dünyayla ilgilenen Amerikalı ya da İngiliz akademik entelektüeller bugün indirgemeci ve, bence, sorumsuz bir biçimde "İslam" diye bir şeyden bahsetmektedirler.
Bu tek sözcüğü kullanarak, hakkında bin yıllık bir dönemi ve Müslümanlık tarihinin yarısını kapsayan büyük genellemeler yapılabilecek, İslamla demokrasinin, insan haklarının, ilerlemenin uyuşabilirliği konularında utanıp sıkılmaksızın yargılar verilebilecek basit bir nesne gözüyle bakmaktadırlar İslam'a.
Kitap adı bakımından benim için ilgi çekici. Geçmişte yaşananların günümüze nasıl etki ettiğini bize anlatmayı amaçlayan, içerik olarak ise aslında bizlere şu an bulunduğumuz durumu hangi şartlar sonucunda veya planlamalar doğrultusunda bu hale geldiğini gözler önüne seren bir kitap.
Yazılanları ciddiye aldığımız takdirde aslında bize büyük bir
Ömür…
Bazen her şeyi sığdırabildiğimiz içine, bazense kendimize dahi yer kalmayan yolculuğumuz, içimize…
Ne kadar kıymetli aslında.. Farkına varabilsek her anının, özümseyebilsek sırrını yaşamanın. Tek yönlü çünkü bu yolculukta biletimiz, ne geçmişe dönüp telafi edebiliriz zamanı ne de biriktirebiliriz köşede kalmış anları.. Fakat, o kadar
İnsanın bir hayali varsa eğer;
Önüne koyulan taşları engel olarak görmek yerine, yoluna basamak yapabilmelidir.
Hep konuşuruz içimizden ama bazen ne konuştuğumuzu durup incelemeyiz. Düşüncelerimizin çok azını duyarız. Duygularımız, had safhaya gelinceye kadar onları umursamayız.
Fakat, bazı düşüncelerimizi de duygularımızı da ne kadar bastırırsak bastıralım, ne kadar yok sayarsak sayalım oradalar, içimizdeler. Yüreğimizin, kafamızın içindeler. Buna engel olamayız.
Biz, yazma ihtiyacı duyanlar da işte böyle, kendi içimizdeki sesleri dinleyip, anlamlarını, duygularını kavrayıp, onları harflerle biçimlendiriyoruz. Satırlarda, dizelerde yeniden konuşturuyoruz. Onları bastırmıyoruz ya da yok saymıyoruz. İçimizdekiler bizim hazinemiz. Bize ait olanlar, kiminle ve ne ile alâkalı olursa olsun onlar bizim içimizdeki sesler… Ve bizim için kıymetliler.
Bu kitapta sadece benim değil, senin hissettiklerin de var. Senin için hissettiklerim ve sen de gözlemlediklerim de var.
İÇİMDEKİLERE TEKER TEKER, KANATLAR TAKTIM VE UÇURDUM…
Her yüreğe bir dokunuş, bir ses olabilmek için.
- " (…) Mukaddes gâyemiz yolunda en zararlı insanlar, iman dairesinin dışındakiler kadar, belki onlardan daha ziyan verici olarak, dairenin içinde sanılan ve sayılan bazı tiplerdir..."
Tavsiye:5/5
Bazen siz kitapları değil, kitaplar sizi alır. Sabahattin Ali de bende öyle oldu.
Kendisinin hayatıma girişi süprizli oldu. Telegram üzerinden katıldığım bir kitaplaşma etkinliği sonucunda, tanımadığım, görmediğim biri bana bu kitabı gönderdi. Aynı şekilde bende ona bir kitap gönderdim.
Ne zaman bir kitap etkinliğine katılsam hiç hayal kırıklığına uğramadım. Hepsi inanılmaz güzel kitaplardı. Biraz kendimizi insanların tavsiyelerine bırakmamız gerektiğini gösterdi bana. İyi tavsiyeler gelebiliyor.
Raif Efendi ve Maria Puder. Öyle içimizdekiler ki. Her birimiz yeri gelince Raif, yeri gelince Maria oluyoruzdur. Şahsen ben öyle hissettim.
Evet, bir aşk hikayesi fakat günümüzde rastlanmayan bir hikaye. Keşke Raif ya da Maria çıksa karşımıza ve onları dilediğince mutlu edebilsek. Çünkü bunu hak eden iki insan ikiside.
Kitabın kültleşmesinin bir sebebi de, Sabahattin Ali'nin toplumcul bir yazar olması. Aynı zaman da duyguları o kadar klasik, basit kelimeler anlatıyor ki, tekrar tekrar okuyor ve sindirmeye çalışıyorsunuz. Aynı bir ressamın kırmızının 50 tonunu kullanması gibi.
Hoşgeldin hayatıma Sabahattin Ali. Yerin çok ayrı. Hem sen, hem karakterlerin hem de bana hissettirdiklerin. Okurken yaşadıklarım, hayatımla kıyaslamalarım o kadar çok şey kattın ki bana. Ne sen ne ben birbirimize dokunabilceğimizi düşünmüştük fakat satır araların buluştuk.
Umarım bu kitaba bir şans vermeniz için yeterli sebepler sunmuşumdur. Keyifli okumalar.
#sabahattinali #kurkmantolumadonna #kitap #oku #kitapalıntıları #kitapönerisi #kitaptavsiyesi #book #bookstagram
Yaşadığım süre içerisinde hak ile batılın kanlı canlı, bu kadar ayrıldığını ve netleştiğini görmemiştim.. Bunun ırkla falan ilgili olduğunu düşünmeyin içimizdekiler ve onların içindekiler, iman edenler, etmiş görünenler ve etmeyenler… O kadar belli ki.. O kadar aha ve zulme hala dönüyorsun dünya!!! Sabretmek gerçekten zor bir imtihanmış. Ve’l Asr suresini şimdi anladık mı?