Çok sevdigim bir arkadasim icin yazdigim bir siir:
Aydın için üç izmir bir lizbon
Senin için ey çocuk
üç izmir bir lizbon topladım
Sıcak direngen ve saydam
Nasıl ki unutur doğduğu yeri bir ırmak
Bu kitapçığımızın içinde iki kısa roman var, ikisine de değinmek lazım. Kanoko hanım iki romanda da bizi alıyor Japon kültürünün içine batırıp çıkarıyor. Kendisi Japon yazarlar içerisinde en sevdiğim oldu çünkü edebi dili adeta bal dök yala şeklinde.
Japonya ile ilgiliyseniz koşunn alın diyorum. Zaten 36.40tlcik.
1. Japon balığı kargaşası
Bir balığın bu kadar önemli olduğunu bilmezdim, seni okumadan önce. Japon balığı için nasıl dünya alem bu kadar çalışmış etmiş? Bu Japon edebiyatındaki erkek karakterler hep bana garip geliyor. Kadın bir yazar yazmış ama gene garip geldi…Saf bir aşk mı bu yoksa sapıkça bir takıntı mı? Öylesine mükemmel bir dille anlatıyor ki yazarımız bundan daha yüce aşk olamaz diyorsun. Ama olaylara bakınca biraz kafan karışıyor.
2. Yemek İblisi
Narsist bir adam. Bir insanın kafasının içini nasıl bu kadar şairane anlattınız Kanoko Hanım? Karakterinizin bencilliğini adeta onunla birlikte yaşadım.
“Kelamlar, Anlayanda "#GÜÇ" Anlamayan da "#HİÇ""olur.
#Allah'a emanet edilenler ile
Allah'a havale edilenlerin Gittiği yol bir olurmu hiç..!
Kime dökersen dök içini,
#Rabb’ine döktüğün huzur GİBİ olur mu “Hiç”...
#Duâ etmek makbûl,
Duâ etmek #inşirâh dır Duâsız olur mu “HİÇ”..
Kana kana karanlıkta
Gel kardeşim Üsküdar
Hadi bize gidelim
Helvanı al gömleğini çekele içini dök
Usunu sıyır hadi bize gidelim
Yalnızlık az sonra damlar
.
Hani dert ortağın gibi görünürler ya...
Anlat diye derdini
Dök diye içini...
Öyle görünmek içinmiş o...
Övülecek yanları olmayanlar,
Kendi gibiler meclisinde
Başkalarını yererek, benliklerini yüceltmeye çalışırlar.
Oysa onların ruhları öyle bir dipteki;
Düzlüğe çıkarmalarına bile ömürleri yetmez.