Ortaokuldan mezun olduktan sonra, 1943’te Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girdi. 1946’dasiyasi nedenlerden dolayı iki ay tutuklu kaldı. Olay üzerine Akademi’deki kaydı silindi. 1947’de başladığı askerlik hizmetini, disiplinsizlik nedeniyle aldığı uzatma cezaları nedeniyle ancak 5 yılda tamamlayabildi.
Edebiyata öyküyle adım attı. 1942’de Servetifünun-Uyanış dergisinde ilk öyküsü yayınlandı. 1943’te İzmir’de basılan Kovan dergisinde de Mehmet Metin imzasını taşıyan „Sabah Şarkısı” şiirine yer verildi. Ressam olarak birçok çalışma ve sergiye imza attı. 1967’de düzenlenen 1. DYO Sergisi ile ve 1976’da yapılan Yarımca Sanat Şenliği’nde birincilik ödüllerine layık görüldü. Eserlerinde adının dışında Mehmet Metin, Mehmet Emin, Ali Haziranlı, Etem Olgunil ve Nil Meteoğlu imzalarını kullandı. Ayrıca birçok eleştiri yazısı kaleme aldı. 1985'te İstanbul'da öldü.
"Bir kuş tüyüne değip de
berelenmeden
Bir güz yelinde örselenmeden hiç
Çayırın acı yeşillerine uğramaksızın
Hırpalanmadan günışığında
Papatya kokularıyla ırgalanmadan
Sen yine orda mısın demeden
Sen hala
Sen hala gel demeden
Geliyorum ben sana"
Metin Eloğlu için bir inceleme yazısı yazmak, yani insanları sırf onu okusunlar diye yönlendirmek, benim açımdan çok önemli; çünkü diğer incelemeler her ne kadar kendi nezlinde kıymetli olsalar da Metin Eloğlu'nu anlamak için yeterli değiller. Bilvesile ben elimden geleni yapmaya çalışacağım. Şimdiden vakit ayırıp okuyanlara teşekkür ederim.
İlk
NOT : Bu kitapta bulunan şiirler, yalnızca kitap olsun diye yazılmış şiirlerdir. Edebi kaygı bulunmamaktadır.
Öncelikle böyle bir eser okuduğum için çok üzüldüm. Yalnızca 2 saatimi aldı okuması. Sabırla sonuna kadar okudum. Acaba güzel bir şiir var mı diye. Böyle bir kitabın basılmasına nasıl müsaade edildi? Hemen birkaç örnek vermek istiyorum :
PUS
Alınganım geliverdim
Masal anlatmasını hiç bilmem
Ama buralar nere
Sen kimsin
Sis düdükleri
Niye tekliyor
Gidersem gelmem
PAMUKLU
Köpek daha memeli
Sırası gelmişken
Söylemeli mi
Yoksa seninle şöyle çıkıp
îçmeli mi bigüzel
Yoğa yakın azlıklardı
Hiçe pek bağlıyımdır
Elbet sana da
İnce ipliğim zaten pazarda
Daha bunun gibi nice şiirler var ne yazık ki. Ne bir kafiye ne bir ahenk. Uzak durulması gereken bir kitap.
Söze nasıl başlayacağımı uzunca düşündüm. Bir miktar şiirle tanışmamı, sonrasında Eloğlu ile tanışmamı ve ne yönden bu kadar hayran kaldığımı anlatmaya çalışacağım. Şiiri yıllardır açıp okuyan biri olmamama rağmen söz oyunları ve hiciv içeren şiirleri seviyordum. Neyzen'i, Nef'i'yi okurken aldığım keyfi diğer şairlerde pek bulamıyordum. Lisede