Ey karşılıksız içtenlik, her aşkın üzerinde oturduğu kaide sensin, bilirim...
Sayfa 27 - Susarak ya da konuşarak yaşadıklarımız, payını bizden geceleri alıyor sanırım... Ve neden insan ne kadar acı geçerse geçsin, çocukluğunu okşar durur yaşlandıkça?Kitabı okudu
Öncelikle bu yazım fazlasıyla eleştiri içerecektir okumak istemeyenler geçebilir.
Ahmed Arif i sever ve şiirlerini cok beğenirim. Herkes Leylim Leylim der durur, duyarız da bu büyük aşkı ama hiç açayım da okuyayım dememiştim bu zamana kadar.
Söz konusu mektup olunca biraz tereddüt ederim okurken, sonuçta iki kişinin arasındaki özel bir
#Okudum
#BayR...
#FilizGökdemirKöşker
#Polisiye
#413sayfa
Merhaba arkadaşlar,
Sanırım şimdiye kadar hiç polisiye kitap okumayı tercih etmeyen ben, bundan sonra özellikle bu tür eserleri daha sık okuyacağımı söyleyebilirim.
Tabi edebiyatta her türün uzman kalemlerine ait eserler mevcut. Polisiye, gerilim, gizem, suç, suçlu edebiyatı bambaşka.
Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim...Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kı- rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.
Şükrü erbaş
...ve güz geldi Ömür hanım.
Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul.
İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde.
Yağmur ha yağdı ha yağacak.
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır.
Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?
Kimseler görmedi Ömür hanım,
Bu dünyadan ben geçtim.
İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim içinde senin ve benim ağırlığım benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim.
Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek.
Beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile.
Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.