Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
edison şerefsizliğin sınırlarını zorluyor oynat bakalım...
Başarılı bir mucit olmasının yanı sıra, kurduğu şirketlerle icatlarını başarılı bir şekilde pazarlayabilme yeteneğine de sahiptir. Oluşturduğu sistemlerde doğru akım kullanmış ve dönemin zengin girişimcileri tarafından ciddi miktarlarda maddi desteği de arkasına almıştır. Şöhreti şehir sınırlarını aşıp neredeyse tüm ülkede yayılmaya başlamışken,
Sayfa 43-47 | Destek YayınlarıKitabı okudu
Gerçekten de toplumu budamak, dallarını koparıp, kellesini uçurmak için gelen devrimlerin insan kanına doyduklarına nadir rastlanır, ölüm cezası ellerinden kolayca bırakmadıkları bir bıçaktır.
Reklam
“En inatçı ceza hukukçuları buna dikkat etsinler; nitekim bir yüzyıldan beri, ölüm cezası etkisini azaltarak ilerlemektedir. Neredeyse hafiflemiştir. Bu bir güçsüzlük işareti. Bir zayıflık işareti. Yaklaşan ölümün işareti. İşkence yitip gitti. Tekerlek cezası ortadan kayboldu. Darağacı da yitip gitti. Ne garip! Giyotinin kendisi de bir ilerleme.”
Sayfa 37 - Can Yayın EviKitabı okudu
Komün yenildikten sonra tutuklanan diğer tutsaklar gibi aylarca berbat koşullarda tutulan Louise Michel, yargılanmaya başladığında mahkeme heyetinin yüzüne şöyle bağırıyordu: “Kendimi savunmak istemiyorum, kimsenin beni savunmasını da istemiyorum! Ben her şeyimle toplumsal devrime aidim ve yaptığım her eylemin sorumluluğunu kabul ettiğimi ilan ediyorum. … Beni generallerin infazına katılmakla mı suçluyorsunuz? İşte yanıtım: Evet, onlar halkın üzerine ateş etmek istediği zaman Montmartre’de olsaydım, bu türden emirler veren insanların üzerine tetiği çekmek için bir an bile duraksamazdım.” Hakkında ölüm cezası istendiği açıklandığında, “Mademki özgürlük için atan yüreğin yalnızca bir kurşun hakkı var, ben de kendi payımı istiyorum. Eğer yaşamama izin verirseniz intikam diye bağırmaktan vazgeçmem ve Af Komisyonundaki katillerden kardeşlerimin intikamını alırım. Eğer korkak değilseniz, beni öldürürsünüz” dedi. Ama onu idam etmeye cesaret edemediler ve ömür boyu hapis cezasıyla Yeni Kaledonya’ya sürgüne gönderdiler.
Sayfa 137 - c:2
İdam Edilen Beden
18. yüzyılın son çeyreğinde, cezalandırmada başvurulan bedensel yöntemler eleştirilmeye başlar. 1788'de, işkence -"öncelikli sorun"- Fransa'da yürürlükten kaldırılır. Yaşamanın ve ölümün krala bağlı olmasına karşı olan Beccaria, ölüm cezasının kaldırılması gerektiğini savunur. Ne var ki sesini tüm Avrupa'ya duyurduğunu söylemek oldukça güçtür. Felsefecilerin hepsi katılmaz onun görüşlerine. Bununla birlikte, birçok bilgili despot bu yeni duyarlılığa uyum gösterir. 2. Gustaf'ın İsveç'inde, 2. Yekatarina'nın Rusya'sında ve 2. Friedrich'in Prusya'sında ölüm cezası kalkar. "1782 tarihinde 2. Joseph'in ilan ettiği Avusturya Ceza Yasası'yla ölüm cezası yürürlükten kaldırılır"; kaldı ki, İmparatorluk'ta 1796-1803 yılları arasında dönem dönem yeniden uygulamaya konur.
Sayfa 293Kitabı okudu
Hayal gücüm hep bir şenliğin coşkusu içindeydi; istediğimi düşünebilmekte özgürdüm. Şimdi tutsağım. Bedenim bir zindanda demirlere bağlı; zihnim korkunç, kanlı, karşı konulmaz bir düşüncenin esiri! Tek düşüncem, tek inancım, tek gerçekliğim var: Ölüm cezası!
Reklam
toplumu budamak, dallarını koparıp, kellesini uçurmak için gelen devrimlerin insan kanına doyduklarına nadir rastlanır, ölüm cezası ellerinden kolayca bırakmadıkları bir bıçaktır.
önsöz viiiKitabı okudu
ŞEHADET VAKTİ
22 Ağustos 1966'da Seyyid Kutub'a idam cezası verildiğinde, Assam el-Attar'ın kitabında anlattığına göre Kutub bu kararı tebessüm ve Allah'a ka-lvuşmanın verdiği büyük bir mutlulukla karşılamıştı. Muhammed Ali Benna'nın dediğine göre Seyyid Kutub'un asılmasına asıl sebep "Yoldaki İşaretler" adlı kitabı idi.
Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
2006 yılında Afganistan'da Abdul Rahman, Hristiyanlığa geçmek suçundan ölüm cezası almıştır. Birisini öldürmüş müdür, birisinin canını yakmış mıdır, herhangi bir şey çalmış mıdır, herhangi bir şeye zarar vermiş midir? Hayır. Yaptığı tek şey fikrini değiştirmekti. Kendi içinde ve başkalarına duyurmadan fikrini değiştirdi. Ülkesinin iktidar partisinin hoşuna gitmeyen bazı düşünceleri aklında bulundurmuştur. Ve bu, unutmayın ki, Taliban'ın Afganistan'ı değil, Amerika önder- liğindeki koalisyonun "özgürleştirdiği" Hamid Karzai'nin Afganistan'ıdır. Sonunda Bay Rahman idamdan kurtuldu, ama sadece akıl hastası olduğunu söylediği ve şiddetli uluslararası baskı yapıldığı için. Şimdi İslami görevlerini yerine getirmeye hevesli dindar bağnazlar tarafından öldürülmemek için İtalya’ya sığınmaya çalışmaktadır. İnancından dönme suçuna karşı idam cezası hâlâ “özgürleştirilmiş” Afganistan'ın anayasasında bulunan bir maddedir.
Ölüm Cezası
Çarmıh darağacının yerini alacak. Hepsi bu.
İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ölüm Cezası
Hakimin kadife pençesinin altında celladın tırnakları hissedilir.
İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Şimdi tutsağım. Bedenim bir zindanda demirlere bağlı; zihnim korkunç, kanlı, karşı konulmaz bir düşüncenin esiri! Tek düşüncem, tek inancım, tek gerçekliğim var: Ölüm cezası!
Ölüm cezası! İşte beş haftadan beri beni varlığıyla donduran, ağırlıgıyla ezen bu tek düşünceyle yaşıyorum!
Sayfa 1 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İstiklal Mahkemeleri aslen Kurtuluş Savaşı'nda ordudan fi­rar edenleri hızla yargılamak üzere kurulmuştur. 1920 ila 1922 arasında 3.881 ölüm cezasına kararı vermiş, idam hükümlerin­ den 2.827'si başka cezalara çevrilmişlerdir (Ergün Aybars). Ha­ fif ceza sayısının 40 bini aştığı belirtilir. Daha ağır kolektif ceza­ lara da rastlanmıştır; örneğin hanenin yakılması, aileden başka bir erkeğin askere alınması, firarinin bütün köyünün veya sem­ tinin belli bir para cezası ödemesi gibi. Suç birkaç kere tekrar­ landığında ölüm cezası ateşli silahla veya alenen idam yoluyla uygulanmaktaydı.
Ölüm cezası siz halk için değil, bakan olabilecek biz vekiller için kaldırıyoruz. Giyotin mekanizmasının üst sınırları ısırmasını istemiyoruz. Onu parçalıyoruz. Bu durum herkesin işine gelirse ne iyi; ancak biz sadece kendimizi düşündük.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.