Vücudum hücrede zincirlere bağlı, ruhum gerçeğe esir hâlde. Korkunç, merhametsiz, dinmez bir gerçek! Artık aklımda sadece tek düşünce, tek gerçek var: İdam Mahkûmu!
Sayfa 7Kitabı okudu
"Bir idam mahkûmu kurtulamayacağını bile bile nasıl celladın elinden kurtulmaya çabalarsa, öyle debeleniyor, çırpınıyordu."
Doktorlar idam mahkûmu olan bir adamı, hastaneye getirip gözlerini bağladıktan sonra bileğini kesmedikleri halde ona bileklerini kesiyormuş gibi bir his vermişler, bu sayede gözleri kapalı mahkûmsa bileğinin kesildiğini zannetmişti. Sonrasında kan akıyormuş gibi bir sıcaklık verilmiş. Bununla da kalmayıp sanki bileğinden kan damlıyormuş gibi ses çıkartılmıştı. Bu korkunç çalışmanın sonucunun ne olduğunu merak ediyorsunuz değil mi? Bileğinin kesildiği hissine kapılan mahkûm 17 dakika içerisinde iç kanama geçirerek hayatını kaybetmiştir.”
Sayfa 133Kitabı okudu
"İdam mahkûmu! Peki, neden olmasın? İnsanlar.. Adını hatırlamadığım ve sadece güzel şeylerden bahseden bir kitapta "Bütün insanlar sonu belirsiz bir infaza mahkûmdur." diyordu. O hâlde benim durumumda değişen ne vardı?
Benimle ilgili hüküm açıklandığından sonra uzun bir ömür sürmeyi ümit eden kim bilir kaç kişi hayatını kaybetmiştir! Ben Greve Meydanı'nda idam edileceğim günü beklerken genç, özgür ve sağlıklı birçok kişi hayatını kaybetmiştir. Bu satırları yazarken bile istediklerini yapabilen, açık havada özgürce dolaşıp nefes alan nice insan benden önce bu dünyadan göçüp gidecek!"
'' Bu sabah tam bir idam mahkûmu gibiydim... ''
