Platon'da idealar, insan zihninde değildirler; tersine, insan zihni veya ruh, idealar dünyasındadır, bu dünyanın bir varlığıdır: O, bu dünyayı temaşa eder; işlemiş olduğu bir günahın sonucu olarak bu dünyadan düşer; felsefe sayesinde bu dünyaya yeniden yükselir...
Ruhun bedenden farklı bir töz olduğunu söylemeye dört elle sarılan insanların sisteminden daha saçma bir şey elbette olamaz; onların hatası bu iç organın kendi derinliklerinden idealar çıkarma gücü olduğunu varsayma kibrinden kaynaklanıyor.
Bütün idealar fenomenler dünyasına girebilmek için nasıl çaba gösteriyor ve bu amacı gerçekleştirebilmek için nedensellik yasasının kendilerine paylaştırdığı maddeyi nasıl hırsla ele geçiriyorsa bu özel insan bireyi İdeası da büyük bir hırs ve çabayla fenomenler içinde gerçekleşme amacına yönelir.Bu hırs ve çaba gelecekteki anne-baba olarak iki aşığın birbirlerine karşı duydukları tutkudan başka şey değildir.
İdealar birbirleriyle mantıksal bir ilişki içinde olup, en yüksek ideadan aşağıya doğru bölünemez türlere dek inen bir hiyerarşi meydana getirirler. Bu hiyerarşinin en tepesinde ise iyi ideası vardır.