Platon zamanı " sonsuzluğun haraket eden imgesi " olarak görür . Platonun " zaman " açıklaması makul bir biçimde , içinde yaşadığımız tikellerin sayısal evreninden idealar evreninin zamansız birliğine katılır .
Hukuk, felsefe ve din konularındaki idealarımız, belirli bir toplumda yürürlükte olan ekonomik ilişkilerin epey uzak uzantıları ise, böyle idealar, en sonunda, bu ilişkilerdeki tam bir değişmenin etkilerine dayanamaz. Ve doğaüstü vahye inanmadığımız sürece, hiçbir dinsel öğretinin sallanan bir toplumu, yıkılmaktan kurtaramayacağını kabul etmek zorundayız.
Reklam
Akla gelebilecek her şey imge suretine bürünebiliyordu; kavrayış imgelemden tamamen bağımsız hale gelmişti. Gerçekçiliğin ortaçağdaki anlamı olan fazlasıyla sistematik bir idealizm, dünyanın kavranışına belli bir katılık kazandınyordu. Varlık olarak kavranan ve sadece Mutlak olanla ilişkisi hasebiyle önem kazanan idealar, düşüncenin göğüne serbestçe serpilmiş sayısız yıldız gibiydiler. Onlar bir kez tanımlandığında, salt çıkarsamacı biçimlere göre sınıflandırmaya, alt bölümlere aynlmaya ve aynına elverişli hale geliyorlardı. Mantık kurallan dışında, sınıflandırmadaki hataları gösterecek hiçbir düzeltici yoktu elde ve bu durum kendi işleminin değeri ve sistemin kesinliği konusunda zihnin yanıltılmasına yol açıyordu.
Sayfa 247Kitabı okudu
Sembolik düşünce, şeyler arasında sonsuz sayıda ilişkiye izin verir. Her şey kendi özel nitelikleri sayesinde bir dizi farklı ideaya işaret edebilir ve bir nitelik de birçok simgesel anlama sahip olabilir. En yüksek kavramların binlerce sembolü vardır. Hiçbir şey, yüce olanı temsil etmekten ve ululamaktan aciz değildir. Ceviz İsa'yı sembolize eder; tatlı içi İsa'nın ilahi yanını, yeşil ve etli dış kabuğu onun ilahi doğasını, kabuğunun odunsu kısmıysa haçı sembolize eder. Böylece her şey düşünceleri ebedileştirir; onların hepsi, en yücenin sembolleri olarak düşünüldüğünden, sürekli merhale katederek ilahi görkemle bir yerden başka bir yere aktanlır. Bu sayede, her nadide taş doğal pınltısının yanı sıra sembolik değerleriyle birlikte ışıldar. Gül ve bekaretin benzeştirilmesi şiirsel bir kıyastan çok ötededir, çünkü onlann ortak özünü açığa vurur. Her mefhum zihinde doğarken, sembolizm mantığı bir idealar uyumu yaratır. Onların her birinin özel niteliği bu ideal uyum içinde kaybolur ve rasyonal anlayışın katılığı, mistik bir birliğin sunulmasıyla yumuşatılır.
Sayfa 237Kitabı okudu
KURAM. Bilimlerde, deneyle denetlenmiş olan ve deneyin verilerini b'rleşlirerek daha geniş bir alan kapsayacak biçimde ku­ rulan ve.belli bir cağda, bilginlerin coğıınluğunca kabul edi­ len genel görüş: »atom kuram », »hücre kuramı» gibi. («Var- sayırmdon daho sağlam bir bilgi olarak kabul edilir ) / Fel­ sefede, yalnızca düşünmeye dayanılarak, belli bir gerçek ola­ nını açıklamak amacıyla ileri sürülen genel ve soyut görüş. (Platon'un »İdealar kuram1», Leibniz'in. «Monadlar kuramı» gibi. «Kuram», genel olarak, hem teknik hem de ahlak an­ lamında «pratikte karşıttır; ayrıca, «yöntcmll ve sistemli ol­ mayan bllgitye de karşıt bir anlam taşır.) Ne
Sayfa 198Kitabı okudu
Platon'a göre insanlar da ikiye ayrılmış yaratıklardır. "Değişen" bir vücudumuz vardır. Vücudumuz duyular dünyasına bağımlıdır ve bu dünyadaki diğer şeylerin (örneğin bir sabun köpüğünün) kaderini paylaşır. Tüm duyularımız vücudumuza bağlıdır ve dolayısıyla güvenilmezdir. Ancak bizim bir de ölümsüz bir ruhumuz vardır ki bu ruh aklın yuvasıdır. Ruh maddesel olmadığı için idealar dünyasına girebilir.
Pan
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.