Okumaya başladığımda, sonunun hiç de iyi bitmeyeceğini tahmin etmem zor olmadı.
Çünkü yazarın "son ada" diye isimlendirdiği yeryüzü cennetine, darbeci bir diktatör arz-ı endam ediyor.
Bir ülkeyi kendi keyfine göre yöneten takım elbiseli ve kravatlı bir barbarın, kendisine karşı çıkacakların çok az olduğu bir yerde, ne kadar vahşileşeceğini bilmek zor değildi.
Açıkçası bu kitap ile ilgili yorum yapmak oldukça zor bir durumdur.
Çünkü konusu, toplumu ve idare biçimi itibarıyla farklı yerlere de çekilebilir.
Yazarın "Ada" diye isimlendirdiği yeri bir ülke, yöneticisini demokratik yollarla başa geçmiş bir diktatör, emrindeki adamları istediği gibi yönlendiren bir ordu, küçük toplumunu ise siyasi konjektöre göre tavır belirleyen halka benzetebilirsiniz.
Ben kitaba bu açıdan baktım.