Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
İdris Çağlar
İdris Çağlar
@idris_caglar
Ankara
28 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Canım Aliye,
Ruhum Filiz
Sabahattin Ali'nin eşi Aliye'ye ve güzel kızı Filiz'e yazdığı mektuplarından oluşan eser, sevmeye niyet eden Sabahattin Ali'nin onlara hissettiği duyguları aktarıyor bizlere. Mektuplarında ailesinden uzak kalışının özlemlerinden, siyasal mücadelesinden, eserlerinin çıkarılmasındaki zorluklarından, öğretmenlik yıllarından ve cezaevi süreçlerinden bahsediyor. Kısacık ömründe her eserinde mutlaka size de bir yerler ayırıyor. "İnsanların hepsi bir değildir" diyor sevgili eşine -ve ne kadar da haklı. Hayattaki büyük mücadelesinden sonra ülkeden kaçmaya çalışan Ali maalesef genç yaşında, çocuklarına ve eşine doyamadan öldürülüyor.
Canım Aliye,
Ruhum Filiz - Sabahattin Ali
İnsanın hisleri ölür mü hiç? Benimki öldü.
Meyra: Bir Bosna Hikayesi, Avrupa'nın orta yerinde, bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen 20. Yüzyılın en büyük trajedisine tanıklık edeceğiniz bir kitaptan bahsediyorum sizlere. Bosnalı Müslümanların soykırımına odaklanıyor.
Ahhh Meyra! Ahhh Bosna halkı! Srebrenitsa’da kaybolan canlar, hayatlar, umutlar ve insanlık…
Taptaze umutları olan, hayata güzel tarafları ile bakan, içlerinde tertemiz sevgi bulunduran insanların dünyada cehennemden beter bir acı yaşamalarına dayanamıyorum. Şaşırmıyorum artık insanoğlunun iğrençlik ve sapıklık seviyelerine, Zülfü Livaneli’nin Huzursuzluk kitabı ile “acının ötesine geçmek” cümlesi hafızamda yer etmişti. Meyra’da da acı kalmadı. Hisler ölür mü hiç? Benimki öldü.
Mayıs ayının son kitabı “Semerkant” seni anlatmaya nasıl başlasam seni nasıl özetlesem?
Bir önceki kitabım Alamut’tu çok beğenerek ve bilgilenerek okumuştum. Alamut’un, Sematkantla ilişkili bir eser olduğunu öğrenince Semerkantı okumaya karar verdim.
Semerkant, bilgi dolu bir eser her sayfasında kendimize kattıklarımız oluyor. İsfahan, Merv, Semerkanttan Tebriz’e Tahran’a varan koskoca bir yolculuk muhteşem bir tarihten bahsediyor. Sultan Alparslanın ölümü, Nizamı mülkün gücü, Hasan sabahın muhteşem zekası ve planları, haşşaşi tarikatı, Moğolların baskısı, Melikşah’ın kararsızlığı, Terken Hatunun etkisi ve Hayyam’ın rubaiyatlarından bahsedip bitecek derken İran’ın 1900’ün başlarındaki meşruti yönetimin İrana getirilmeye çalışılması ve sonradan yaşananlar. Sovyetlerin, İngiltere’nin çıkar politikası ve ABD’nin siyasi rolü…
Okur Takip Önerileri
Kitabı öneriler sonucu okudum. Kurgusu bakımından oldukça sürükleyici ve düşündürücü buldum. Beni ancak şaşırtan kısım yazarın slovenk olması. Bana göre en az Sabbah kadar planını iyi yapan yazar, kitabı yazmadan önce on yıllık bir araştırma yapıyor ve sonunda da Alamut’u yazıyor. Marco polonun seyahatleri kitabı Bartol’a öncülük yapıyor ve Sabbah’ın planlarını bu kitaptaki bölümlerden yararlanarak oluşturuyor. Sünni-Şii çatışmaları, din savaşları, o dönemin siyasi görüşleri, Halifeleri, taht kavgalarının bizzat şahidi gibi oluyoruz kitabı okurken.Alamut, Selçuklu hükümdarı Melikşah, başveziri Nizam-i Mülk ve Hasan Sabbah’ın uzun yıllar süren savaşlarıdan bahsediyor.
Sabbah’ın uzun yıllardır ilmek ilmek kurduğu plan ve bu planı uygulamak için geçen koskoca yıllar, kusursuz taviz…
İnsanların, kayıtsızlığını ve miskinliğini, görünce onlar için kendimi feda etmeyeceğime karar verdim diyerek başlıyor işe.
Sabbah, bize bilinç seviyesi düşük insanların cennet, cehennem gibi dinsel ödül ve cezaların insanların üzerindeki etkisini korkunç örneklerle sergiliyor ve diyor ki.
Bilinç seviyesi ne kadar çok düşerse fanatiklik de o derece artar. Kısacası ben insanlığı iki temel gruba ayırırım. Birinci grupta neyin ne olduğunu bilen bir avuç insan vardır. Diğer grupta ise hiçbir şeyin farkında olmayan kitleler.
“ O bir yıldızdı, kaydı ve ülkenize düştü.”
Bir ülkeyi daha çağdaş ve ileriye götürmek isteyen Atatürk ve dava arkadaşlarının, Düşüncelerini, görüşlerini ve yaptıkların belgelerle anlatan Atatürk, günümüze güzel bir eser bırakmıştır.
Eser 1919 yılında başlar ve 1927 yılına kadar devam eder. İstanbul Hükümeti’nin, Sultan Vahdettin’in, hilafet makamının nasıl kullanıldığını Çerkez ethem,Anzavur olayları, iç isyanlar, milli mücadele’de yapılan çalışmalar, cumhuriyetin kurulması gibi aklınıza gelebilecek bir çok kısmı anlatıyor.
Raufbey, Kazım karabekir Paşa, İsmet İnönü, Bekir Sami bey, Cemal paşa, damat ferit paşa, Ali rıza paşa, Çerkez ethem,Yahya kaptan, Halide Edip adıvar, Ali Galip gibi bir çok kişiler hakkında bilgiler içeriyor.
Kitabın sonunda bulunan gençliğe hitabe gençlerimizin sorumluluklarının ne derece önemli olduğunu vurguluyor. Belgelere dayanan atamızdan bizlere kalan bu eseri tüm gençlerimizin okumasını ümit ediyorum. 
“ O bir yıldızdı, kaydı ve ülkenize düştü.”
Fidel Castro
