Canım Aliye,
Ruhum Filiz
Sabahattin Ali'nin eşi Aliye'ye ve güzel kızı Filiz'e yazdığı mektuplarından oluşan eser, sevmeye niyet eden Sabahattin Ali'nin onlara hissettiği duyguları aktarıyor bizlere. Mektuplarında ailesinden uzak kalışının özlemlerinden, siyasal mücadelesinden, eserlerinin çıkarılmasındaki zorluklarından, öğretmenlik yıllarından ve cezaevi süreçlerinden bahsediyor. Kısacık ömründe her eserinde mutlaka size de bir yerler ayırıyor. "İnsanların hepsi bir değildir" diyor sevgili eşine -ve ne kadar da haklı. Hayattaki büyük mücadelesinden sonra ülkeden kaçmaya çalışan Ali maalesef genç yaşında, çocuklarına ve eşine doyamadan öldürülüyor.
Canım Aliye,
Ruhum Filiz - Sabahattin Ali
Pek az misafirliğe gitmek ve pek az misafir çağırmak istiyorum. Bir sürü fesat ve dedikoducu insanla ahbaplık edip ne olacak sanki? Biz birbirimize yeteriz, değil mi?..
Yiyecek üretimine geçiş hamlesini en erken
yapmış olan insanlar için tüfeklerin, mikropların ve çeliğin
yolu açılmış oldu. Böylece tarihte varlıklılar ile varlıksızlar
arasında çatışmalar sürdü gitti.
Meyra: Bir Bosna Hikayesi, Avrupa'nın orta yerinde, bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen 20. Yüzyılın en büyük trajedisine tanıklık edeceğiniz bir kitaptan bahsediyorum sizlere. Bosnalı Müslümanların soykırımına odaklanıyor.
Ahhh Meyra! Ahhh Bosna halkı! Srebrenitsa’da kaybolan canlar, hayatlar, umutlar ve insanlık…
Taptaze umutları olan, hayata güzel tarafları ile bakan, içlerinde tertemiz sevgi bulunduran insanların dünyada cehennemden beter bir acı yaşamalarına dayanamıyorum. Şaşırmıyorum artık insanoğlunun iğrençlik ve sapıklık seviyelerine, Zülfü Livaneli’nin Huzursuzluk kitabı ile “acının ötesine geçmek” cümlesi hafızamda yer etmişti. Meyra’da da acı kalmadı. Hisler ölür mü hiç? Benimki öldü.