Ölmek istiyorum. Sadece ölmek istiyorum. Artık geri dönüş yok. Nasıl bir iş yaparsam yapayım, ne yaparsam yapayım, bir anlam ifade etmiyor. Utançtan daha fazlasını elde edemiyorum.
Sayfa 147
Şems'in şehadetinden sonra günlerim, halkın özürnâmeleri ve helallik dileyenlerin ziyaretleri ile dolup taştı. Ne de olsa ölü sevici bir anlayışımız var. Yaşarken anlayamadıkları değerleri, öldükten sonra anlamanın kimseye faydası yok. Sevdiğinizi dirileştirmenin yolu, hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmektir. Ahh!...
Reklam
Ölüm size o fırsatı verecek olursa, ki hiç sanmıyorum, göreceli ile mutlak, dolu ile boş, olmakla olmamak arasındaki gerçek farkı görmüş olacaksınız, gerçek fark olarak ifade ettiğim ise sözcüklerin asla anlatamayacağı bir durumdur, görece, mutlak, boş, dolu, olmak, olmamak, nedir bunlar sayın yönetmen, eğer bilmiyorsanız söyleyeyim, sözcükler çok hareketli varlıklardır, bir günleri bir günlerine uymaz, gölgeler gibi istikrarsızdırlar, bir bakarsınız vardırlar, bir bakarsınız yok olurlar, sabun köpüğü gibidirler, hayta salyangozların nefes alışı gibidirler, hemen hemen hiç duyulmazlar, kesilip toprağa düşmüş kütüğe benzerler.
Fransa'nın kuruluşunda şekillendirdiği Suriye'de azınlıkların çoğunluğu yönettiği sistemde gerilim günümüze kadar hiç eksik olmamıştır. Fransızların Suriye'den çekilmesinden sonra azınlık iktidarının yönetimi, Soğuk Savaş rekabeti, İsrail İşgalleri ile Suriye siyasetinin belirgin çatışma dinamikleri ortaya çıkmıştır. Bir ailenin tahakkümünde diktatörlüğe dönüşen Nusayri/Baas rejiminin muhalefeti yok etmeye çalışması gerginliği artırmıştır. Bu politikalar zamanla İslami, Milliyetçi, seküler veya Alevi söylemle ifade edilen siyasal hareketleri ortaya çıkarmıştır. Farklı siyasal hareketler ise zamanla oluşan isyanın temellerinden birini oluşturmuştur.
Sayfa 187 - DORA YAYINCILIKKitabı okuyor
Evlilik hayatı çiftler arasında üç hususiyet taşır. Bunların ilki; erkeğin kadında maddî ve manevî bakımdan tam bir sükunet bulmasıdır. Buna aynı ölçüde kadının da muhtaç olduğu unutulmamalıdır. Kadın olsun, erkek olsun, her iki taraf birbirini tamamlar ve birbirlerine huzur ve sükun verirler. İkincisi; çiftler arasında sevgi bağları meydana gelir. Peygamberimiz (S.A.S) bu hususla ilgili olarak şöyle buyuruyor: «Bu dünya varlık dünyasıdır. Onun varlığının en hayırlısı da kocasına karşı yardımcı ve itaatkâr olan kadındır. Karısı olmayan erkek de kocası olmayan kadın da ne kadar zavallıdır. » Ve üçüncüsü; Çiftler arasını da şefkat oluşturur ki, bu sonuncusu hepsini içine alan bir incelik ve derinliğe sahiptir. Bir âyette erkeklere hitap ederek Ulu Allah şöyle buyurur: « Kadınlar sizin için , siz de kadınlar için birer elbisesiniz.» Bunun mânâsı açık ve kolaydır. Evli çiftler birbirine örtü vazifesi görmekle cinsi arzularının açığa çıkıp kötü yollara düşmesini önlemek ve çiftlerden her birinin diğerine muhtaç olmasından dolayı birbirlerini tamamlamak mânâsını taşır. Nitekim, «şüphe yok ki kadınlar erkeklerin dengi, benzeri ve tam bir eşidir.» diyen peygamber sözü de erkekle kadının birbirlerini tamamlayan unsurlar olduğunu ifade etmiyor mu? Demek ki insan tek başına eksiktir. Evlenerek kendisini tamamlaması gerekir. Bu bakımdan da evlenmek hayatın kaçınılmaz tabii şartlarından olmaktadır.
her bir atomuna ayrı özellikleri vermiştir. Bu, nitelik gerektirir. Melissos, birth sonsuz, hareketsiz ve yoğunluktan yoksun olduğunu söylemişti. Bir atom bunların hiçbiri değildir. Leukippos ise, teorisini sadece az önce bahsettiğimiz minimal yon temlerle değiştirdiği Parmenides'e dayanıyordu. Var olan yine de üretilmemiş ve yok edilemez
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.