Merhaba,
Kulübe; yine iki küçük aşk hikayelerinden oluşuyor. Yazarın ilk hikayeleri. Hal böyle olunca, amatörlük üzerine editörsüzlük eklenince ortaya haksız bir sonuç çıkmış.
Basit kısa cümleler, detaysız anlatımlar derinleşmeyen hikaye....
Fakat ilginç bir şekilde de sempatik bir kurgu.
Bazı noktalarda vurucu felsefik cümlelerle duygularımızı yokluyor. Sanki bir şeyler var ama üzeri örtülmüş. Boyasız ev gibi. Bir renk, bir can eksik! Biraz dikkatli bakınca aydınlanacak, biraz düşününce genişleyecek bir kurgu gibi. Ama maalesef yazar, sanki okur her şeyi bilirmiş gibi yüzeysel anlatarak geçmiş.
Bütün bunlara rağmen bir sonraki kitabı "İğde Ağacı" nı düşününce, anlatım ve kurgulama konusunda fazlasıyla gelişme gösterdiğini farkedebiliyoruz. Bizimle daha çok detay paylaşmış, biz de kendimizi biraz daha hikayenin içinde bulmuştuk.
Demek ki yazdıkça okudukça paylaştıkça paylaşılacak şeyler artıyor ve yazar bu konuda başarıyla ilerliyor.
Teknik olarak kurgulama, karakter oluşturma, mesaj verme, sonuç çıkarma ve benzeri içerikler "Kulübe" kitabında da başarıyla uygulanmış. İşte bunlar tüm eksikliğin giderilebileceği anlamına geliyor ve yeni yazılarında da bu sonucu gözlemleyebiliyoruz.
️ Bana sorarsanız, eğer ön yargılı karaktere sahipseniz "Kulübe" kitabını okumayın. Yazarı tanımak için kesinlikle doğru başlangıç değil.
️ Fakat benim gibi ne bulsam okurum yeterki yazan birilerine destek olsun diyorsanız okuyun ve gelişime şahit olun. Tıpkı bir fidanın büyüdüğünü görmek gibi.
Not: Yeni kitabı çıkıyormuş :) bir adım daha ileri gitmiş olduğunu bilerek heyecanla bekliyorum.