Gitmiş kadar oldum..
Mekanlarda ne anılar saklı..
Bir kare binlerce anıyı canlandırma kabiliyetinde.20 yıl olmuş uğramamışım ama ilk okulum, ıhlamur, dut, iğde ağacı anılarım, oyunlarım, düşmelerim, mutluluklarım, koşmalarım şimdi canlandı.. Nasip olsun yine gitmek. Çocukluğun geçtiği yerde yaşamak herkese nasip olmuyor.Mekanlar başkalarının olabilir ama anılar ömür boyunca bizimle.. Hafızamıza zeval gelmesin 🌾
İçimden geçen yollardan birinde koşuyorum
Sarı gül kokuyor.
Sarı gül kokan bir yolda koşuyoruz
içimiz yemyeşil, içimiz mosmor.
Karşımızda bir bulut uçuyor: Altın tozundan
Atlarımız yemyeşil bir söğüt dalından koşuyoruz
Kiraz ayı geliyor!
Çok uzaklarda bir iğde ağacı
Korkunç bir sükun ile nefes alıyor
Çok uzaklarda iğde ağacı hangi bahçededir?
Muamma!
"Yalnızca sobanın arkası ve battaniye ile değil, sokakla da dosttum. Dikenle ve mayıs başında kokusunu iyice salan zeytinin işe yaramaz kardeşi iğde ile, kaya balıkları ve karışıp duran çapari ile, lastiği hemen bozulup aşağı düşen çorap ve bağcıkları simsiyah lastik ayakkabı ile incir ağacı ve limon ile ekmeğin kabuğu ve sonsuz muhabbeti peynir ile ve sütün sezemediğim boyumu uzatmayan faydası ve içine konulan kakaonun hemen topak topak oluşu ile mübarek denen patatesin alamadığım duası ve çoban salatası ile.. dosttum.
Onlarla olmak sofrada, sokakta, ekmeğin arasında, ağaçta ve dolapta iyimser bir sözle, eş dostla çevrili, orta hâlle, bildiklerinle tasasız bir akış icinde olmaktı."
Her zaman ki gibi nasıl başlayacağımı bilemiyorum tabiki ... :) Neyse konumuz sevmek ... İnsanı sevmek , doğayı sevmek , hayvanları sevmek, böceği, ağacı, taşı, topragi, gökyüzünü, maviyi , yağmuru, güzel kokuları, çiceği, tüm güzellikleri ve yeri gelince de acıyı sevmek...Sevmenin gücüne çok inanan bir insanim. Sarılmanın gücüne çok inanan
Önce yüzüm kızarır kanımın sıcağından
Yatak yumuşar sonra
Büyürüm çok büyürüm deniz kadar
Bir iğde ağacıyla kokulanırım
Bin iğde ağacı çiçeklenir
Binlerle çoğalmaktır dileğim
Sayfa 9 - YAZKO (Yazar ve Çevirmenler Yayın Üretim Kooperatifi, İstanbul, 1982.Kitabı okudu
“Başkaları ne der?” tahakkümünü yıkmak, hayatın sadece hapsolunan dar yankı odaları ve filtre balonlarının çok ötesinde olduğunu bilmek, doğduğu küçük çağlayanın güvenli ve sığ akıntılarının ardına geçip okyanusun derin ve dalgalı sularını keşfe çıkmak gibi olguların bedelini göze almak bugünlerde her babayiğidin harcı olmasa gerek.
Ama 18
İğde ağacı yıllar boyu tüm dikenlerine inat gümüş suyuna bulanmış narin yaprakları arasından fışkıran minik, sarı bir çanı andıran çiçeklerini, bir coşkun ırmak misali saldığında bağrına; çağıran yollara inat koymazdı gölgesinden dışarıya seni.
Sayfa 75 - Kayseri Kafkas Derneği YayınlarıKitabı okudu