_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_
_Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Tarık Tufan'dan bu söze tefsir olmuş güzel bir metin ;🍁
*Devrim Yeryüzüne Yalın Bir Bakıştır*
Gözlerin alabildiğine uzakları görebilmeli baktığında.
Şehrin her bir köşesini ve her köşesinde başka bir hayata dönüşen gölgeleri fark edebilmeli. Sahici olan ne varsa ve içinde yaşamak adına bir giz taşıyan ne varsa fark edebilmelisin. Böylece
Her ama herşeyin para ile ölçüldüğü bir dünyada, buyrun dürüstlüğün de bir bedeli var. Ve o bedel kişiliği zengin insanlarda bulunur. Buyrun zenginlik ve buyrun kişilik zenginliğinin bedelsiz ifadesi.
Kişilik zenginliği derken kasıt denir, dürüstlüğün bedelini ödeyecek güce sahip olmaktır.
Hangi gerekçe ile olursa olsun yalan söyleyen insan, günlük yaşantısında yalana sarılan insan, kendi içindeki teraziye ihanet eder. Ve bu ihanetin bedeli, kişinin kendisine olan güvenini kaybetmesidir. Hulâsa; herkesi kandirabiliriz, kendimiz hariç. Kendine güveni sarsılan insan düşünün, gözleri endişeli bakar, başı genelde önündedir. Ucuzlar kendi gözünde, senin kendini ucuz gördüğün bir dünyada kimse seni değerli görmez. Basit bir kavram dürüstlük, ancak insana etkisi hayatî derecede önemli.
Müminler kardeştir
İşte bu yüzden öldürürler birbirlerini
İşte bu yüzden dağların başına resim olan keklikleri
Bekleyip bir ağacın gölgesine yatarak
Vururlar ve kan hiçbir şeydir onlar için.
Şehirden köylere eskimiş diye gönderilen elbiselerin
Kederini de bilmezler
Çünkü modadır unutmak.
Parmağını prize şaşkınlıkla sokan çocuklara
Ceza verirler
Dörtlerin Gecesi
(Ateşin ve Güneşin Çocukları)
(...)
Özlenen ateş yakılmıştı sonunda
Elden ele bütün dünyaya taşınmıştı
Kıvılcım dansıydı gözlerdeki sevinç
🗣️ Cumhuriyete Karşı Yıkıcılığın Kökleri
Yüz yaşına girmeye hazırlanan Cumhuriyetin ve ona can veren devrimleri içine sindiremeyenlerin Cumhuriyetin ve Türk ulusunun sağladığı olanaklarıyla yetki ve güç sahibi olmaları oldukça düşündürücü, aynı zamanda çelişkili bir durumdur.
Teokratik ve despotik bir hanedanın dayatmacı yönetiminden ve zulüm