Kanuni Sultan Süleyman döneminin Divan-ı Hümayun katiplerinden Hafız Hamdi Çelebi, padişaha sunduğu bir şiirinde, Türk'ün
insanlığa felaket saçmak için yaratıldığını, Tanrı'nın Türk'e anlayış gücü ihsan etmediğini ve bu nedenle Muhammed'in "Türk'ü öldür,
kanı helaldir" şeklinde emirler verdiğini anlatır. Günümüz türkçesiyle şiir şöyle:
"Padişahım kainatın yaratılışından bu yana,
Dünya içinde Türklüğün kötülüğünden bahsedilir,
Allah Türk'e hiç anlayış gücü vermemiştir,
Türk'ü öldür, baban olsa da,
O iyilik madeni, yüce peygamber,
Türk'ü öldürünüz, kanı helaldir demiştir,
Bunların (Türklerin) işi sürekli sapıklık olmuştur,
Cümlesinden bunu örnek olarak al,
Türk'ü öldür, baban olsa da,
Türk derin bilgi sahibi olsa da,
Fetvaya yetkili müftü bile olsa da,
Ey aziz dost, bu söz içinde özetlendiği gibi,
Asla onlara yanaşma,
Türk'ü öldür, baban olsa da,
Türk'ün adam olacağını sanma ... "
Bu şiir'in Padişahı fazlasiyle hoşnud etmiş olması gerekir, çünki Kanuni Süleyman Türk insanını (hele Anadolu Türk'ünü) hor ve değersiz gören padişahlarımızın başında gelir. O kadar ki Yeniçeri kuruluşuna Türk asıllı unsurları almamayı gelenek edinmişti. İmparatorluğun Avrupa sınırları içerisindeki Hıristiyan ailelerinden devşirme
olarak toplatılan unsurların Türk'e üstün olduğunu düşünür ve özellikle Yeniçeri kuruluşuna sadece bu unsurları alırdı.