ihtiyar

ihtiyar
@ihtiyar
Sıkı Okur
Sınırlı karakterlere sığmayan bir karakter miyim diye endişelendim... #65954273
Aslında çok iyi biliyorum ama söyleyemiyorum. En çok da söylemekten korkuyorum, çünkü konuşmaya çalıştığımda hem hissettiğim şeyi ifade edemiyorum hem de hissettiğim yavaş yavaş söylediğim şeye dönüşmeye başlıyor. Ya da beni harekete geçiren hissettiim şey değil de söylediğim şey. Kim olduğumu hissediyorum ve bu beynimin üstünde bir yerde, ağzımda -özellikle de dilimde-, kollarımın yüzeyinde, üstelik içimden de geçiyor, bedenimin en derinlerinden, ama nerede tam olarak, nerede, onu söylemeyi bilmiyorum işte.
Reklam
Çocukların şiirleri ve okuyabilecekleri ebeveynleri!
— Babacım, bir şiir uydurdum. — Adı ne? — Ben ve güneş. Çok beklemeden okumaya koyuldu: — Arka bahçedeki tavuklar iki solucan yedi ama ben görmedim. — Peki? Senin ve güneşin şiirle ne ilginiz var? Bir an için babasına baktı. Babası anlamamıştı... — Güneş solucanların üzerinde babacım ve ben de şiiri uydurdum ve solucanları görmedim... — Duraksama. — Şimdi hemen bir şiir daha uydurabilirim. “Ey güneş, gel birlikte oynayalım.” Ya da daha uzununu: “Küçük bir bulut gördüm zavallı solucancık onun gördüğünü sanmam” — Çok güzel, tatlım, çok güzel. Nasıl böyle güzel bir şiir yaptın? — Hiç zor değil, sadece geldiği gibi söylüyorsun.
Koşmak onlara serbestti, bacakları olmayana.
Sayfa 291Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Derdi, derdini anlattığı kimsenin aslında uzanamayacağı bir şeydi. Büyük dertler küçük adamlara anlatıldığı için hastalığa dönüyordu. İnsanlarla konuşurken fark ediyordu ki söylediğinin değil, onlara söylenmesinin ve söyleneceğin peşindeydiler. Hiçbir şey gerçek manası ile yeni olmasada yeni diye de dinlenmiyordu zaten, dinleyenin nasılsa muhakkak eskisiydi ya da bir yerden bildiğiydi ya da olması gerekeni bildiğiydi.
Sayfa 291Kitabı okudu
... gezmek değil mi her hayvanı mahallesinin köpeği bile olmaktan men eden?
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
Reklam
1,213 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.