Ney ağlar,kamış kalem ağlar.ikisi de kamıştır.İkisi de yurdundan ayrı düşmüştür.İkisi de hasret çeker.İkisi de hatırlar;hatırlama ise ihya edici bir acı verir.Bu acıyla ikiside içini döker.
Şâfiî diyor ki:
"Her düşmanlığın kökeninde alçak kişilere iyilik yapılması yatar."
Reklam
Nerede eşcinsel bir profil varsa, bir anda lüks içinde yaşamaya başlıyor! Onlar sade bir vatandaş iken kimse yüzüne bakmıyor, hiçbir ünlü alıp da yanına ihya etmiyor, ama ne hikmetse biri ortaya çıkıp ben "LGBT"liyim deyince bir anda şöhrete, zenginliğe kavuşuyor. Saçma sapan sosyal medya fenomenlerinin ilk ve son hallerine bakarsanız ne demek istediğimi daha net anlarsınız. Sesi olmayan, sanatı olmayan, beyni olmayan yüzlerce sözde sanatçımız dahi kendine ün katmak için ya hayvanlar gibi soyunup kendini alkışlatıyor ya da bu kavmin bayrağını açarak sözde sanat icra ediyor.
Kulağın çınladığı zaman, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem )'e salât ve selâm getir ve şöyle de: ‎اللهم انت عضدى ونصيرى وبك أقاتل . Beni hayır ile yâd edeni, Allah (cc) yâd eylesin! Duânın kabul edildiğini gördüğün zaman şöyle de: Hamd, izzet ve celâliyle iyi işlerin tamamlanmasına vesile olan Allah (cc)'a mahsustur. İhya i Ulumid Din Kitabuz zikr ved Davat.
İnsan inşa etmeyi, insan ihya etmeyi, ihmal eden her bina... Okul da olsa, cami de olsa, konferans salonuda olsa İsraftır!!!
Reklam
Mu'tezile'nin karakteristik yapısını “dinin rasyonel yorumu" tabiriyle ifade edip, sonra da din çerçevesi içinde irrasyonel olarak gördüğü ne varsa tamamını çöpe atma tavrini Mu'tezile çağrışımları eşliğinde din içi bir davranış gibi göstermeye çalışanlar, aslında “cambaza bak" oyununu oynuyor. Zira Mu'tezile, dini böyle anlamanın da, din ile arasına bu tarz bir mesafe koymanın da fersah fersah uzağındadır.
Sayfa 32
ADNAN MENDERES'E DAİR BİR HATIRA...
Atıf Benderlioğlu Adnan Menderes'le ilgili şu hatırasını da bize anlattı: - "Bir Kadir gecesi İstanbul'da bulunuyoruz... Adnan Bey bizi iftar için Park Otel'e davet etti. İftarı orada yaptık. Adnan Bey, daha önce, bana, Fatin Rüşdü Zorlu'ya ve Hasan Polatkan'a "Bu gece bir yere söz vermeyin, sizi bir yere götüreceğim." demişti. Onlar da akşamdan sonra otele geldiler... Menderes bizi arabasına aldı, götürüyor; nereye gittiğimizi de söylemiyor... Derken Fatih Camii'ne geldik. Cami dolmuş, avlu dolmuş, cemaat dışarı taşmış. Teravih kılınmış, millet vaaz dinliyor. merhum dedi ki: "Arkadaşlar, bu millet, bu mübarek ve mukaddes geceyi nerede ve ne şekilde geçirir, ihya eder görün diye sizi buraya getirdim. Bu manzara milletin ruhunun aynasıdır. Yağmur da, kar da, tipi de yağsa, bu gördüğünüz halk böyle mıhlanıp kalır. İmânı onu Allah'ın huzurunda perçinlemiştir. Bu millet budur... Hicranım nedir arkadaşlar, biliyor musunuz? Bu kalabalığın içine girememektir. Böyle arabanın içinden seyretmek çok acıdır. Bizler milletten kopmuşuz, onun kalbine girememişiz. kafesteki kuş gibi çırpınıyoruz, bizim hâlimiz budur." Menderes bunları söyler, biz de öyle hicran, aşk ve şevk içinde hayretle bakarken, halk farkına vardı. "Menderes!" diye bir feryat koptu... Baktık ki, camii içi bile boşalacak. Binler arılar gibi geliyorlar. Arabanın içinde ezileceğiz; hemen şoföre "yavaş yavaş çekilelim" dedi, çekildik...
Sayfa 284 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Mustafa Runyun Bey-, Adnan Menderes'e Dair Bir Hatıra, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
•Hayırlı ve Mutlu Bayramlar•
“Kim ramazan ve kurban bayramı gecelerini sevabını Allah'tan bekleyerek ihya ederse kalplerin öleceği günde onun kalbi ölmez." (Hadis-i Şerif)
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.