Her kim korkarsa geceyi ihya eder. Dünya çölleri, ayaklarla atılan adımlarla kat'edilir. Ahiret çölleri ise gaybı çok iyi bilen Yüce Allah'a boyun eğmek, kalbi ona teslim etmekle kat'edilir ... Kişinin dünyadaki ömrü her geçen geceyle birlikte azalırken, bu her geçen geceyle birlikte ahirete yaklaşılır. Gece ibadet etmek ahireti yaklaştırır. Allah dünyada, ruhları ahirete bağlı bedenlerle yaşayan yiğitlere rahmet etsin.
Sayfa 164 - karınca polen
Ey nefis! Tembel bir insanın yapması gereken bir işi ertelemesi gibi, sen de başka tutunacak dal bulamayınca, tevbe ve ameli ömrünün sonuna erteliyor ve bununla makul bir iş yaptığını sanıyorsun. Halbuki tevbe ve amel, sadece ömrün sonu için değil, her zaman için gereklidir. Bunlar tıpkı nefes ve gıda gibi, devamlı tekrarlanan zorunlu işlerdir. Kaldı ki, yaşamakta olduğun an ömrünün son anı olabilir. Çünkü son anın da böyle bir andır. Sonra sen, ALLAH Teâlâ'ya ibadet ve tâati böyle ertelersen, hangi yüzle O'ndan âcil merhamet ve yardım talep edebilirsin?
Sayfa 3005
Reklam
Ey nefis! Eğer ALLAH Teâlâ’nın seni görmediğini zannediyorsan, bil ki, bu zan küfürdür. O'nun gördüğüne inandığın hâlde, gaflet gösteriyorsan, bu da yüzsüzlük ve hayasızlıktır.
Sayfa 2995
Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir: "Hesaba çekilmeden evvel siz kendinizi hesaba çekin ve amelleriniz tartılmadan önce siz onları tartın."
Sayfa 2968
Âbdullah İbni Dirar şunu nakletmiştir: "Hz. Ömer'le birlikte Mekke'ye gidiyorduk. Akşam olunca bir yerde konakladık. Biraz sonra, bir köle çoban yanımızdan geçti. Hz. Ömer, kendisini denemek için ona: -'Bize bir koyun sat.’ dedi. Çoban: -'Koyunlar benim değildir, efendimindir.’ dedi. Hz. Ömer: -'Efendine, kurt yedi, dersin.’ dedi. Çoban: -'Ya ALLAH'a ne derim!’ dedi. Bu cevabı duyan Hz. Ömer, çarpılmış gibi oldu ve ağladı. Ertesi gün de onun efendisini bulup kendisini satın aldı. Ondan sonra da onu azat edip kendisine şunu söyledi: "Bana söylediğin söz, seni dünyada azat ettirdi. Umarım o, seni ahirette de azat ettirir."
Sayfa 2959
Ebud Derdâ (ra) şöyle demiştir: "İmanın zirvesi ALLAH Teâlâ'nın hükmüne sabretmek ve O'nun kaderine rızâ göstermektir."
Sayfa 2879
Reklam
Âbdullah İbni Mübarek şiir diliyle şöyle demiştir: ALLAH'ı severim dersin, lâkin günah işlersin Bu bir çelişkidir, herkes gibi, sen de bilirsin Eğer sevgin gerçek olsaydı, itâat ederdin Çünkü seven, sevdiğine itâat eder, kesin Sehl şöyle demiştir: "Sevginin alâmeti, sevdiğinin isteğini kendi isteğine tercih etmektir. ALLAH Teâlâ, heveslerden sakınmayı istediğine göre, O'nu sevmenin alâmeti heveslerden sakınmaktır."
Sayfa 2854
İmam Şafiî şöyle demiştir: "Hikmet sahibi birisi bir âlime şunları yazmıştır: "Sana ilim verilmiştir. İlmini günahların zulmetiyle karartma! Aksi takdirde, ilim ehli ilimlerinin ışığında yürüdükleri gün sen karanlıkta kalırsın."
Sayfa 84
Ahmed İbni Yahya şunu anlatmıştır: "Şafiî (ra), bir gün Kanadil çarşısına çıktı. Biz de onunla beraber gittik. Çarşıda bir adam, bir ilim adamını çekiştirdi. Şafiî bize dönerek şöyle dedi: "Dilleriniz gibi, kulaklarınızı da gıybetten koruyun. Çünkü dinleyen de gıybet edenin günahına ortaktır. Bu sefih, dimağındaki en kötü şeyi çıkarmış, sizin dimağlarınıza boşaltmak istiyor. Bu türlü gıybeti yapanlar günah kazandıkları gibi, onları susturanlar da sevap kazanırlar."
Sayfa 84
Lokman Hekim'in oğluna şöyle vasiyette bulunduğu söylenir: "Yavrucuğum! İlim meclis ve sohbetlerine devam et. Çünkü ALLAH Teâlâ, toprağı gök sularıyla dirilttiği gibi, kalpleri de ilim ve hikmet nurlarıyla diriltir."
Sayfa 43
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.