serdengeçti

serdengeçti
@ikbalivatan
mekteb-i hukuk/ itc
Anlıyorum ki benim bu sözlerime inanmıyorsun. Öyle ise sözlerimi duâ ile bitireyim. Gözdeki bulut onu gölgelendirmediği zaman benim gözlerimin perdesinden onun başına sâyeban yapınız. Her bahar, gül nikâbını açıp büründükçe, bülbül de onu methettikçe... Gönül sahipleri güzellerin aşkı ile hayat buldukça, aşkın nûru bu lacivert göğü aydınlattıkça... Yâ Rabbî, bütün ömrünce felekler başının üstünde değirmen taşı gibi dönen Mecnun’un yüreğindeki yanış aşkına... Her ne kadar tâcı feleklerden üstün ise de, yine Selim’in başı gibi yüz baş senin ayak türâbın olsun. Dokuz felek bir tek yıldızını dahi göstermediği zaman orada senin kemâlin terennüm etsin. Yâ Rabbî, artık sabrım kalmadı. Ya bana tahammül ver yâhut onun amber kokulu saçından bu kıvrımları aç.
Reklam
Hiçbir dinsel eğitimden geçmemek, Hıristiyan dininin elif besini, İsa’nın babasının kimliğini, Meryem Ana’nın gerçek kişiliğini, babasının dülger mi yoksa deveci mi olduğunu bilmemek. Bütün bu cehalet tabakası, gerçekte arandığında Tanrı’ya rastlamayı engellemiyor. Rüzgârda, güneşte, denizde, ormanda, yıldızlarda, insanoğlunun beslenmesi için sağa sola bol bol serpiştirdiği balıklarda onu bulmak mümkün.
Sayfa 496Kitabı okudu
‪Yunanlılar İzmir’e çıktıkları gün çok bed-mesttiler, o gün, o fecî gün İstanbul’dan Samsun’a bir adamın gittiğini fark edemediler. Her şeyin bittiğini zannettikleri o gün her şey başlıyordu: ‬ ‪O adamın neden sonra ismini öğrendiler. Şimdi de rü’yalarına giriyor. Yunanlılar, bu ismi ve bu adamı, Kartaca ‘Kadîm Caton’ u nasıl müebbeden hatırladıysa öyle hatırlayacaklardır!‬

Reader Follow Recommendations

See All
Bütün Müslümanlara: “Güzel ahlâkı terk ettiniz, ruhunuza egoizm ve şeytan hâkim oldu, kadınlar erkeklere kafa tutuyor, erkekler kadınların hukukuna riâyet etmiyor, size helâl acı, haram tatlı geliyor... İbadetleri terk ettiniz, çeşitli hurâfe ve bid’atlara uydunuz...”
Sayfa 118Kitabı okudu
“(...) Ya bizim Sol’un yaptığı ne?.. Türkiye’de burjuva sınıfı var sanıp, onun karşısında işçi sınıfını kurtarmaya sıvanmak!.. Bak sen şu işe! Bir işçi sınıfı var da kendisini kurtaramıyor, birkaç sapı silik bunları burjuva canavarının elinden çekip alacak!.. Bilmiyorlarlar ki, böyle bir sınıfın olmadığı, kendilerinin onu kurtarmaya sıvanmalarından belli!.. Koca bir sınıf kendisini kurtaramıyor da, birkaç zibidi bunlara önayak olup kurtulmalarını sağlayacak, öyle mi?.. İnsanın bunu düşünmesi için hakikaten şapşal olması gerekir...” |Kemal Tahir
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
‪Türkiye’de 68’li yıllarda bazı Ankara üniversitelerinde birkaç öğrenci Galiyev’i benimser gibi olmuşsa da, bu akımın 1968’den sonra hemen hiç adı anılmamıştır. Eğer Türkiye’de 1970’li yıllarda, Sovyet komünizmine karşı ortaya konulan Maoculuk yerine onun hocası sayılabilecek Galiyev ve Galiyev’in tezleri geliştirilse idi belki de 1970 ile 1980 dönemi arasında Türk gençliği için sağ ve sol adı altında bir kırım dönemi yaşanmayabilirdi.‬
‪‪ Ben savaşa gidiyorum, ama ölmek için gidiyorum. Aylığım yok, isteyenler yanıma gelmesin. Yağma düşünmem, düşünenler çevremden çekilsin. Rahat aramam, arayanlar arkama düşmesin. Kurşundan, gülleden korkmam, korkanlar karılarının yanında otursun.‬ Mümkün olsa bütün vatan kardeşlerime şu zayıf vücudumu siper edeceğim. Mümkün olsa vatanımı gönlümün içinde saklayacağım. Göğsüm parça parça olmadıkça, bir taşına kimsenin elini dokundurmayacağım. Duyuyor musunuz?‬
‪Beni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah besliyor, vatan için besliyor! Ben doğduğum zaman açtım. Vatan karnımı doyurdu. Çıplaktım, vatan sayesinde giyindim. Vatanımın nimeti kemiklerimde duruyor.‬ ‪Vücudum vatanın toprağından, nefesim vatanın havasından... Ben şimdi vatan için ölmeyeceksem, niçin doğdum? Ben adam değil miyim? Görevim yok mu?.. Vatanımı sevmeyeyim mi? Ah, vatanını sevmeyen adamdan nasıl aşk beklersin?‬
“Bunun hali en yaman. Yaman, fıkara. Ölümden de beter. Yangılı, sevdalı. Allah kimsenin başına vermesin. Sevda sevda derler behey yârenler, bilmeyene bir acaip hâl olur.”
Sayfa 249Kitabı okudu
“Ölelim,” diye dizleri üstüne kalktı Kahya. “Ölelim ama, kendimiz gibi. Adam gibi. Bir kızı öldürdükten sonra ölmeyelim. Koca Horzumlu ölmüş gitmiş. Biz onlardan iyi miyiz? Ölelim Abdurrahman ama, onurumuzla. Kendimiz gibi.”
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Kölelerin hayatı doğrudan doğruya Müslümanların elindeydi. Ancak onlar, dinî görgüleri icâbı kölelerine çok iyi bakıyor ve onlar için hayatı yaşanmaz hale getirmiyorlardı. Müslüman kölelerin hayatı XIX. yüzyıl Avrupa’sındaki bir fabrika işçisinden daha emin ve daha iyiydi.(...) Bir erkekle cariyesinin yahut hür bir kadınla kölesinin aşkının meyvası olan çocuk doğuştan hür sayılırdı. Köleler de kendi aralarında evlenebilirdi. Eğer efendileri kendilerinden memnunsa bunların çocuklarını okuturdu. İslam dünyasında ne kadar esir oğlunun entellektüel ve politik alanda yükseldiğini görmek, Mahmud ve diğer Memlûkler gibilerinin kral olduğunu görmek insana hayretler verir.
Yaşlı adam çocuğa şöyle söyledi: -Bak çocuğum, bu eriği yemek istersen bu ağaca tırmanmalısın. -Ama düşerim, diye sızlandı çocuk. Dede: -Belki düşersin oğlum, dedi. Hattâ belki de ölürsün. Ama düşün, insan her an ölebilir. İsteğine kavuşmak istiyorsan düşmeyi de, ölmeyi de göze almalısın. Senin yapman gereken şey bir hesap. Eğer şu olgun erik düşmene değerse, onu koparmalısın. Bebek Györgi, o anda Türklerin Kızıl Elma’sını idrâk etti. Bu millet, bu dalın tepesinde sallanan olgun erik gibi hoş ve mevcudiyetine iman ettikleri bir şeyin peşindeydiler. Kızıl Elma, olgunlaşmış, yenmesi gereken, ısırılınca lezzetli sular fışkıracak bir maksattı. Ve bu büyük millet, ölümlü dünyânın bu ölümsüz meyvası peşinde gülerek, isteyerek ölüyordu.
Sayfa 225 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
‪Cesur olmak, kendini sakınmak için akıllı olmak değil, başkalarını kurtarmak için aklından olmaktır, deli olmaktır! Parmağını küçük bir kıymıktan kurtarınca kendisini akıllı ve talihli bilenlerin sahte huzurları yanında,‬ ‪başkalarının parmağı için kafasını kefalet verenlerin hakikat sancıları, gerçek cesarete yol açıcı bir keyfiyet rahmidir. Cesaret oradan doğar... Canından geçebileceklerin cesareti!
Sayfa 125Kitabı okudu
‪”Vahdet”teki cem, sigarasını yakmak için ateş isteyene çakmak uzatır gibi, yarasına merhem isteyene, yarasını sıvasın diye canını uzatmaktır! Hani adam adama der, “Gel seninle Allah için ölmeye gidelim!”‬ ‪Teklifi alan adam hiç tereddüt göstermez, teklifi edenin hiç tereddüt göstermemesi gibi. Gayet rahat bir şekilde “Gidelim!” der. Giderler ve ölürler. Gönüldaş olmak, böyle bir şeydir!
Sayfa 309Kitabı okudu
‪İnsanın, bir ideale bağlanabilmesi ayrı bir nasip meselesidir de, o idealini lâyıkıyla ve doğru üslupla müdafaa etmesi, temsil etmesi nasip üstü bir nasibe ermiş olmanın resmidir.‬ ‪Gündelik faaliyet trafiğinde insan, milyon çeşit meşgalenin peşinde nice ter döküyor da, menfaatı öteye ötelenmiş bir ideal için ter dökmesi ne kıymetlidir!‬ ‪Mücadelesinden ne zuhuratlar çıkar, başarıya erer mi, ermez mi bunlar ayrı husustur da, hem kendi zatına dünyevî mahrumiyetler yaşatması, hem de temsil planında oldukları için kendi zâtına çeki düzen vermesi ne kadar kutsaldır!”‬
Sayfa 312Kitabı okudu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.