Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız ,günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp yemesi sizi mutlu ederdi.Aynı hikayeyi ceylanı takip ederek başlasaydınız ve ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız,günün sonunda bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi sizde bir öfke uyandırırdı.Yani başlangıç noktasını farklı seçersen aynı olay kişide iki farklı yargı oluşturabilir.Bu yüzden kişinin içindeki adalet duygusu, hangi hikayeyi nekadar süreyle takip ettiğine bağlıdır.
A GLANCE AT JUSTİCE
If you follow and observe a lion all day long and witness its struggle to survive, at the end of the day, it will make you happy to see it catch and eat a gazel. If you start the story by following and observing a gazel and witness its struggle to survive, at the end of the day, it will make you furious to see it being eaten by a lion. In other words, if you choose the starting point different, the same occasion will create two different judgements inside a person. So, the justice sensation inside a person depends on which story he/she follows and how long he /she follows it. (Serdal Özdemir)
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
When I realized that the two hours spent reading a book were fuller and more important than many years of my life, I would think about the frightening nothingness of human life and remain in despair.
Müthiş müthiş müthiş bir kitap.. Farabi'ye okul müfredatlarında yer açılması gerekli. Soluksuz okudum bu kitabı ve tadı damağımda kaldı. Destek yayınlarının felsefe serisi hakikaten müthiş. Hepsini edindim ve sıra sıra okuyorum. Şimdi gelelim Farabi'ye. Farabi, Ebu Nasır Muhammed İbn El Farah El Farabi'dir asıl adı. Türk bir ailenin çocuğu olarak
Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”