herkese selamlar. ayfer tunç ile tanıştığım ilk kitap oldu, iyi ki de okumuşum. kitabı henüz yeni bitirdim ve içimde hüzünle karışık bir boşluk var.
öncelikle kitaptan bahsedeyim biraz. kitap, iki kişinin birbirinden habersiz bir şekilde aynı gün günlük tutmaları ile başlıyor. yani ekmel bey ve derya hanım. sayfalar aklınızı karıştırabilir ama okudukça alışıyorsunuz. çift sayılı olan sayfalar ekmel bey’e ait, tek sayılı olanlar ise derya hanıma ait kitap bitene kadar bu düzen böyle devam ediyor. iki kişinin de aynı tarihte yazdığı sayfalar yan yana yer alıyor, isterseniz ilk erkeğinkini okursunuz veya da beraber ilerlete bilirsiniz tamamen size kalmış.
gelelim bana hissettirdiklerine.. her sayfa her satır içime işledi. hep bir pay çıkardım, kendimden minik de olsa bir şeyler gördüm. elbette yazarın kalemi, gözlem gücü, psikolojik analizleri ve bize her şeyi en yalın hali ile hissettirmesi sayesinde yaşadım tüm bu duyguları. hayran kaldım bu ustalığı karşısında. diğer kitaplarını da okumak isterim en kısa zamanda.
tek üzüldüğüm nokta (ana karakter diyorum çünkü bence kitabın alt yapısında büyük rol oynuyor bu sebeple de kitaba ismi verilmiş zaten.) suzan’ın dilinden de okumak isterdim onun hissettiklerini de kendisinden dinlemek isterdim. derya o kadar güzel anlattı ki sevdasını..
keşke en sonunda suzan’ın nerede olduğunu, ne yaptığını öğrenebilseydik. bunun dışında her şeyi çok beğendim, yazarımızın ellerine sağlık..