Kendimi Tanıtmak..
Sizlere Kendimi Tanıtmak İstiyorum;
Evet çok kitap okumuş olsamda romandır hikayedir hatta Goethe’nin o faustunu bile okudum ama beni en çok sürükleyen ve şairliğe doğru hatta yaşadıklarımda beni şiirlere sürükledi Benim İki mahlasım vardır Biri turna diğerinde nadir olarak kullandığım Sırbeydir.
Turna;Havada Uçarak Aşkın Tohumlarını Dağıttı Suda İse En Derinlere Yüzerek Aşkı Aşıladı
Sırbey;Suskunluğunu içindeki hırçınlığını şiirlerinden aldı çok iyide sır saklar..
Ve bir hayalim var sizlere nadir olarak hatta unutmaya yüz tutulmuş şiir türlerinde şiirler yazmak ve bunları bir kitapta buluşturmaktır
Sizleri Seviyorum Ey Gönülleri Sevdayla Çarpışanlar..
turna
Geçiş Nezlesi
En nihayetinde sıkıntı, naneli sakız kılığına girmiş kıvamlı bir sümük gibi gömleğimin kol ağzına yapışıp kaldı. Ben böyle zamanlarda.. Sanatsever filan değil, hayat gerçeğinden sanatakaçan olduğumu düşünürüm mesela. Kandırıp durduğumu arada midemden bile medet uman zihni. Gönül Ferman Dinlemiyor'u dinlerim. İki şiir okurum. Şinasi'yi anarım. Cuba Gallery'de fink atarım. Küba'ya hiç gidemeyeceğimi kim söyledi ki? Derim. Umuda bal satarım. Küfür de ederim ama içimden. Küfür, ruhun geri dönüşüm kutusu. Uyumsuz renklerin uyumunu görebilen bunu kilitlere fısıldamasa da iğde yaprağına yamalasa.
En nihayetinde sıkıntı dediğin hiç geçmiyor. Sümük, sağ gösterip genzimden içeri akıyor.
Kahve var mı?
İkilem
Kalbim, iyilikle kötülük arasında
Bir terazinin iki kefesi gibi
Bir yanda umut, bir yanda karanlık
Hangisine meyledeceğimi bilmeden.
Bir yanımda sevgi, ışık dolu
Diğer yanımda nefret, kapkara bir kuyu
Gözlerimle seçemem, ellerimle tutamam
Hangi yoldan geçsem, hangi izden gitsem.
Kalbim, bir savaş meydanı
İyilikle kötülük çarpışır orada
Bazen iyilik galip gelir, bazen kötülük
Her zaferde yeni bir yara, yeni bir ders.
Yolumda yürürken, dengede kalmak
Ne kadar zor olsa da, ne kadar uzak
İyiliğin ışığına tutunmak istiyorum
Kötülüğün gölgesinden kaçarak.
Sonunda anlıyorum ki bu mücadele
Beni ben yapan, beni büyüten
Her iyilikte güç bulur, her kötülükte ders
Kalbimdeki teraziyi dengede tutmak için.
...
Mağlup mu desem mahcup mu
Ama ikisi de değil
Ben garip sen güzel
Dünya umutlu
Öyle bir tuhafım bu akşamüstü
Sevgilim
Canavar götürür gibi
İki yanım
İki süngü
Ahmed Arif
Ustam;
Aklım firarda.
Göz bebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükût.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
İki gözüm...
İki gözüm
Soldu yüzüm
Kalmadı sözüm
Sensiz dilsizim
Yapayalnız kimsesizim...
Mayıs 
Hanife Çıta
Bir bakardım eğilmiş su içiyor
Gamzelerinden kuşlar.
Bir bakardım gözlerinde
Güneşli ve sıcak iki hurma.
Didem Madak
Ölümün farkında herkes;
Gidipte dönmeyenlerden aldığı haberle
Kabullenemez bazen içine düştüğü derin acıyla
İki günde unutur bazen dünyaya sarıldığı yanıyla
Herkes farkında ama yakından hissetmeden anlayamıyor ölümün gerçekliğini
Yüzüne vurunca anlıyor ayrılık rüzgarının soğukluğunu
Kaybetmek zor, daha zor olanı bu dünyada bir daha bulamayacak olmak.
Şairin de dediği gibi:
Mezarlıktan korkanın henüz bir sevdiği ölmemiştir."
Ölüm kimine ayrılık bazen kimisine vuslat
Ölümü vuslat olanlardan olmak asıl mesele
Ölümü firak olanlardan olmak çetin mesele
"Bu dünyanın sonu belli Rabbim ahiret ayrılığı vermesin...🥀
"Gideceksen git ama
Gözlerinin iki yanındaki çizgiler bende kalsın
Susmak ölümsüzdür diyecektim ben daha
Balkonda tuttuğum nöbetler eskidi
Mahallemizden sadece bir evin üst katı kaldı
Zaman bile yaşlandı bir sen eskimedin
Bizim de güzel hurdalarımız vardı diyecektim
Güneş doğar birazdan ben gene seni severim
Herkesi sorarsınız o bir gün Müjgândır
Gel sonra biz seninle hep denizden gelirdik ama hep denizden
gelirdik diye anlatalım
Zamanın koruyamadığı her şeyi bir bir anlatalım
Artık aklımda tutamıyorum coğrafyalar var
Taşıyamıyorum terkimde eski bir vapuru
Durmuyor göğsümde madalyalar ve bazı eşyalar
Durmadan bir korkuyu büyütürken
Şimdi uyu yarın olur
Kansız çığlıksız cinayetsiz
Sana yine iyi sabahlar dilerim
Balkonlarda garlarda herkes Müjgândır"
İşte Geldik