Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşamım boyunca, istisnasız hepsi de budalaca işler yapan dar omuzlu insanlar gördüm ve çoğu türdeşlerini şaşkına çevirip ruhları türlü şekilde baştan çıkarırlardı. Eylemlerine gerekçe olarak "ün"ü gösterirler. Onları görünce herkes gibi gülmek istedim ben de; ama böylesine tuhaf bir öykünme olanaksızdı benim için. Keskin ağızlı bir
ÖNSÖZ: Argo ve Türkçede Argo Üzerine Genellemeler (I) ARGONUN TANIMLARI Belli başlı kaynaklar tarandığında, argo tanımlarında hem farklar, hem eksiklikler görülür. Bu, bilimin ve dilbilimin yaşama zaman zaman yetişemeyen soğukkanlılığından doğduğu gibi, – argonun zaten karmaşık olan yapısından, ele avuca sığmaz, değişken mi değişken
Reklam
Vakit öğleni geçmişti. İnsanın yüzüne alev alev vuran yakıcı güneşin etkisi azalmıştı. Rüzgar yoktu lakin evin yanında akan derenin başındaki iğde ağacının yapraklarının hışırtısı ve kokusu insana huzur veriyordu. Bir müddet ağacın gölgesinde oturdu. Kokuyu içine çekti. Sonra yokuş yukarı yürümeye devam etti… Zeynep’in annesi ile birlikte
Belki de iki yüzlü bir pencereydi benim gördüğüm; ondan geçen bakışın hangi taraftan geldiği hem görenin hem de görülenin yaşadığı duygulara bağlıydı. Üstelik ona ille içeriden ya da dışarıdan bakılacak diye kesin bir kural da yoktu, göz yetiyorsa aynı anda iki taraftan da bakılabilirdi. Hiç kuşkusuz bu durumda kendisiyle karşılaşırdı insan; görse görse, bir pencereden eğilip bakan kendisini görürdü düş kadar yakın bir uzaklıktan... Ola ki şaşırırdı önce; bir yanıyla, yüz yüze geldiği insanın kendisi olduğuna inanmak istemezdi. Peki, ya pencerenin karşı tarafındaki; o inanır mıydı aslında kendisinin öteki olduğuna!
Futbol Napoleon’un Fransa’nın idaresine geçişinden sonra Avrupa ülkeleri arasında savaşlara rastlanmamıştır. Napoleon, birçok Avrupa ülkesiyle savaşıyor ve en çok da İngiltere’yi yenilgiye uğratmak istiyordu. Diğer taraftan İngiltere de, Napoleon’u tahtından indirmek için her çareye başvuruyordu. Napoleon, Rusya’yı da savaşmakla tehdit
Belki de iki yüzlü bir pencereydi benim gördüğüm; ondan geçen bakışın hangi taraftan geldiği hem görenin hem de görülenin yaşadığı duygulara bağlıydı. Üstelik ona ille içeriden ya da dışarıdan bakılacak diye kesin bir kural da yoktu, göz yetiyorsa aynı anda iki taraftan da bakılabilirdi. Hiç kuşkusuz bu durumda kendisiyle karşılaşırdı insan; görse görse, bir pencereden eğilip bakan kendisini görürdü düş kadar yakın bir uzaklıktan... Ola ki şaşırırdı önce; bir yanıyla, yüz yüze geldiği insanın kendisi olduğuna inanmak istemezdi. Peki, ya pencerenin karşı tarafındaki; o inanır mıydı aslında kendisinin öteki olduğuna!
Reklam
Otelin hazırlık döneminin başlangıcı olarak belirledikleri günden bu yana bir buçuk ay geçmişti. O zamandan beri de Serhat’la arkadaş olmuşlardı. Ama Serhat Kuran kursundan yetişmiş, beş vakit namazında ve aklını din konularıyla bozmuş biriydi, iyi çocuktu ama bu dünyaya sadece neyin günah, neyin günah olmadığını anlamak için gelmiş
Sayfa 215 - Serhat’ın IŞÎD aşkına dairKitabı okudu
Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın… Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya… Kapıları sırlara açılan bir kent… Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar… Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı… Aşkı sadece aşkla tartanların ıtırlı soluğu… Ölümün yok edemediği bir sevda… Yıllara
Gelin, olasılıktan söz edelim. İlk önce, olasılık dediğimizde en sık akla gelen çekilişlerden, piyangolardan söz edelim. Amerika’daki en büyük piyangoyu, Povverball’ı kazanabilme olasılığı 120.000.000′da l’dir. Povverball’ın ilk oynanmaya baş­landığı 1997′den beri elliden fazla insan bu olasılığı alt üst ederek büyük ikramiyeyi kazanmıştır.
877 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.