Aptallıklar..
" Aptal aptaldır. Radikal bir dilden soyutlanarak sloganik dilden uzaklaşarak her fikirden insanların kabul göreceğini bir dil oluşturmak yerine kalıptan kalıba girerek her fikre saygım var diyenler aptaldır. Kavramların içini boşaltıp istediği gibi doldurarak oraya buraya çekenler iki yüzlü aptallardır. Bunun saygısızlık ya da kabalık olduğunu düşünmüyorum. İdeolojik, Radikal bir insan değilim olmam da, Kalıplarına hapsolmuş bir hayatın insanın kendi değerlerini bile kalıp haline getirerek onları özümsemesini engellediğini düşünüyorum. Ancak bütün bunlar herşeyi hoş göreceğim manasına gelmez. Böyle yapanlar omurgasızlardır. Asıl saygı gösterilmesi gerekenler bilmeden atıp tutanlar değil, iftira atmadan dürüstçe ve insanca kendi fikriyatını benimseyip savunabilenlerdir. Komünizmi sosyalizmi liberalizmi laikliği bilmeden istediği gibi atıp tutmak nasıl aptalca bir iki yüzlülükse, Şeriati İslam'ı bilmeden atıp tutmak aptalca bir iki yüzlülüktür. Eğer dürüstseniz ve iradeliyseniz araştırın okuyun öz kaynaklardan öğrenin. Yok, iradem yok dalkavukluk kolayıma geliyor diyorsanız kusura bakabilirsiniz aptalsınız. Ve size saygım yok. "
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Üzerinde Tolstoy yazdığı halde, o kitabın çok ince olduğunu gördüğünüzde kafanızdan geçenler şunlar oluyor: “Bu “Tolstoy” bizdeki “Yılmaz” soy ismi gibi bir şey herhalde, çünkü bu adam kesin bizimki değil. Bir yaprağın ağaçtan yere düşmesini en az iki sayfada anlatmazsa, yazdığı kitap tuğlamsı olmazsa, mezarında ters döner diye korktuğundan,
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019194.2k okunma
Reklam
Belki de iki yüzlü bir pencereydi benim gördüğüm; ondan geçen bakışın hangi taraftan geldiği hem görenin hem de görülenin yaşadığı duygulara bağlıydı. Üstelik ona ille içeriden ya da dışarıdan bakılacak diye kesin bir kuralda yoktu, göz yetiyorsa aynı anda iki taraftan da bakılabilirdi. Hiç kuşkusuz bu durumda kendisiyle karşılaşırdı insan; görse görse, bir pencereden eğilip bakan kendisini görürdü düş kadar yakın bir uzaklıktan... Ola ki şaşırırdı önce; bir yanıyla,yüz yüze geldiği insanın kendisi olduğuna inanmak istemezdi. Peki, ya pencerenin karşı tarafındaki; o inanır mıydı aslında kendisinin öteki olduğuna!
Sayfa 170 - Everest
Belki de iki yüzlü bir pencereydi benim gördüğüm; ondan geçen bakışın hangi taraftan geldiği hem görenin hem de görülenin yaşadığı duygulara bağlıydı. Üstelik ona ille içeriden ya da dışarıdan bakılacak diye kesin bir kural da yoktu, göz yetiyorsa aynı anda iki taraftan da bakılabilirdi. Hiç kuşkusuz bu durumda kendisiyle karşılaşırdı insan; görse görse, bir pencereden eğilip bakan kendisini görürdü düş kadar yakın bir uzaklıktan... Ola ki şaşırırdı önce; bir yanıyla, yüz yüze geldiği insanın kendisi olduğuna inanmak istemezdi.
Thomas More’un Yaşamı ve Ölümü – Mina Urgan
More, hapise girdiği ilk aylarda, Kralı İngiliz Kilisesi’nin başı yapan yasaya yemin etmeyi iki kez reddetti. İki ağzı da keskin bir kılıca benzetmişti bu yasayı: İnsan buna evet derse, ruhunu; hayır derse, bedenini yitirecekti. More ise, ruhunu yok etmektense, bedenini yok etmeye çoktan razıydı. Sorguya çekilirken, “Anlayın bunu,”
UTOPİA - Kaynak Yayınları *Mina Urgan’ın incelemesiyleKitabı okudu
632 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
'' Bu kitapta anlatılan oblomov değil oblomovluktur'' Bilinçli tembellik, yani hiç bir şey yapmama arzusu yahut bir şeyler yapmaya derman bulamama halidir oblomovluk. oblomov ise çıkış noktası kişi. gonçarov bu romanı kısa bir süre zarfında yazmıştır ama kitabı okuyan kişiler öyle oldu bittiye getirilecek bir roman olmadığını bilirler. Gonçarov kitabı hızlı yazmasının nedenini, zaten yıllardır kafasında kurgulaması ve dönemin rus toplumunu iyi gözlemlemesi olduğunu belirtir. Oblomov burjuva sınıfının bir üyesi olarak burjuvayı değilde burjuvaları sevmez. İçide barındırdığı insan dönemin burjuva sınıfının davranışlarını hazmedemez. sürekli çalışmak, dedikodular, iki yüzlü insanlar, birbirinin kuyusunu kazmaya çalışanlar, sürekli bir koşuşturmaca ve samimiyetsizlik Oblomov'u yıkar. Onun hayal ettiği yaşam bu değildir. gerçek hayatın altında ezildiğinden kendi hayatını kurmak için doğrulamaz da. hayatını yatarak geçirir. Bir de Oblomov'un en yakın arkadaşı Ştoltz var. Oblomov'a tamamen zıt, yaşadığı hayatı seven ve son raddesine kadar içinde olan biridir. Oblomovu yaşantısından kurtarmaya çalışır. Kitap hakkında söylenecek çok şey ama söyleyecek kişi ben değilim. Özetle şöyle söyleyebilirim ki Oblomov tutunamamış biridir. Her ne kadar oğuz atayın anlattığı burjuva ile Erken Dönem Modern Avrupa'nın burjuvasisi arasında büyük farklar olsa da. Bu incelemeyi Minerva'nın Baykuşu'na ithaf ediyorum. Romanımız onun uçamadığı dönemleri anlatmaktadır.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139.9k okunma
Reklam
1,000 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.