Varoluş ve Tarihsel İkilemler
Üç temel varoluşsal ikilemden bahsedilebilir. İlk ve en temel ikilem, yaşam ile ölüm arasındakidir. İnsan nasıl kendi iradesi dışında doğduysa kendi iradesi dışında ölecektir.
Sayfa 197 - Nobel YayınlarıKitabı okuyor
Toros Ekspresi candır Anadolu'nun ta kendisidir. Ama YHT'de hızlı gidiyor Sıkıntılı bir ikilem...
Reklam
Bu Şehir - İkilem
GEÇMİYORRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR GÜNÜM GECEM AKLIMDA SENNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN VARSIN KALAMAM SENSİZ FİKRİMDE SENNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNNN VARSIN
bir dahaki sefere ahlaki bir ikilem yaşadığınızda Kant'ın bu basit aracını kullanın. Bir an durun ve kendi içinizde muhakeme edin: Ya herkes de bunu yapsaydı ne olurdu?
Dandanakan Savaşı ve Selçukluların Müstakil Devlet Oluşunun İlanı
Sultan Mesud, Selçuklulara karşı muazzam bir ordu ha. zrlamışnı. Yüz bin kişilik bir ordu 300 fil ile desteklenmişçi. Gazneliler savaşın Nişabur önlerinde olmasını planlamıştı Ancak yakın zamanda yapılan Serahs Savaşı'nda burası tahrip edildiği için ordunun burada barınması uygun değildi. Hal, şehri boşaltmış, ayrıca su problemi de vardı.
Bu nasıl bir ikilem, nasıl bir acımasızlık, nasıl bir ironidir ki iç dünya ve hayal gücü, bir sarhoşluk hali veya hastalık tarafından uyandırılıp gevşetilmedikçe cansız ve atıl kalabiliyor.
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
PASTORAL SENFONİ / ANDRE GIDE Gene bir klasik okuyarak kaçamak yaptım. Andre Gide ile orta okulda tanışmıştım. Babamın kitaplığından 'Dar Kapı' adlı eserini okumuştum ama hiç hatırlamıyorum. Kitap hala duruyor onu da en kısa zamanda okumalıyım. Kitabımıza dönersek; 1947 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Gide, Pastoral
Pastoral Senfoni
Pastoral SenfoniAndré Gide · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,493 okunma
"Eğlenceyi mahvetmeyip sadece denemek" yönünde iyi niyetli bir talebe nasıl yanıt veriyorsunuz? Bu, kendi geçmişimden bir ikilem; önce ailemde bir çocuk olarak, sonra da kocamla. Katılmayacağımı söylersem, diğerleri benim yüzümden gitmeyecek ve kendimi suçlu hissedecektim ya da bensiz gideceklerdi ve kaçırdığımı hissedecektim. Ne seçim ama! Özelliğimi anlamadığım zamanlar, çözümüm genellikle plana uymaktı. Bazen işe yaradı, bazen acı çektim ve bazen hastalandım. Pek çok HDK'nin "otantik benlik" ile temasını kaybetmesine şaşmamalı.
Korkuyorum korkmasına , donuma sıçıyorum, ama donuma sıçan ben hapları ezen benden farklı. Hapları ezen ben ölümün bu sürekli çöküşünü durdurmak için hiçbir şey yapmaktan daha kötü olamayacağını söylüyor. Hapları ezen ben tartışmayı her zaman kazanır. Eroin söz konusu olduğunda gerçek bir ikilem söz konusu değildir zaten. Onlarla sadece malın bittiğinde yüzleşirsin
İslam'ın önünde "kapitalizm mi yoksa sosyalizm mi" gibi bir ikilem yoktur. Dünyanın önünde de böyle bir ikilem yoktur zira bu ikilem suni ve farazidir. Önümüzdeki mesele, İslami sosyal adalet anlayışına uygun, çalışma ve üretkenliği olabilecek en iyi şekilde teşvik edecek, üretim ve teknolojinin kaçınılmaz gelişimine paralel ortaya çıkan problemleri çözecek bir mülkiyet ve üretim ilişkileri sistemi seçmemiz ve bunu devamlı mükemmelleştirebilmemizdir.
Reklam
Deneklere sorulan bu üç ikilemin her birinde, varsayımsal eylemin ahlaki açıdan "zorunlu", "hoş görülebilir" ya da "yasak olması”seçeneklerinden birini seçmeleri istendi. Bu üç ikilem şunlardı: 1. Denise'in ikilemi. İnsanların yüzde doksanı, beş kişiyi kurtarmak için bir kişinin hayatını feda ederek vagonun yönünü değiştirmenin hoş görülebilir olduğunu söyledi. 2. Bir gölde boğulmak üzere olan bir çocuk gördünüz ve etrafta sizden başka yardım edecek kimse yok. Çocuğu kurtarabilirsiniz ancak bunu yaptığınızda pantolonunuz berbat olacak. İnsanların yüzde doksan yedisi çocuğu kurtarmanızın zorunlu olduğunu söyledi (şaşılacak biçimde geriye kalan yüzde üç pantolonlarını korumanın daha önemli olduğunu söyledi). 3. Yukarıda tanımlanan organ nakli ikilemi. Deneklerin yüzde doksan yedisi bekleme odasında oturan sağlıklı adamı yakalayıp organları için onu öldürerek, organ nakli için bekleyen beş kişiyi kurtarmanın, ahlaken yasak olduğunda hemfikir oldu. Hauser'in ve Singer'in çalışmasının ana sonucu, bu tür kararlar alınmasında dindar kişilerle ateistler arasında anlamlı bir istatistiksel fark olmadığıydı. Bu sonuç benim ve diğer birçok kişinin benimsediği, iyi ya da kötü birisi olmak için Tanrıya ihtiyacımız yoktur şeklindeki görüşle uyumlu görünüyor.
çözme olanağımız olmayan bir ikilem. Acılarımızın kaynağı kendimiziz.
128 syf.
7/10 puan verdi
·
29 günde okudu
İtiraf roman
Öncelikle kitabın konusundan bahsedeyim ; bir yayınevinin çalışanı olan Tokio karısıyla sıradan bir hayat yaşar fakat Tokio'nun hayranı ve aynı zamanda öğrencisi olan yoshiko Yokoyama bazı şartlar gereği Tokio'nun evinde kalmaya başlayınca Tokio , Yoshiko'ya karşı bazı duygular beslemeye başlar ve bu duyguların karşılıklı olduğunu düşünür fakat Yoshiko'nun bir sevgilisi vardır ... Açıkçası ben kitabı çok beğenemedim Tokio'nun karısına karşı davranışları olsun onu eleştirmek olsun benim hoşuma gitmedi . Tokio da sürekli ikilem içindeydi onu da anlamaya çalıştım ama yine de dediğim gibi kitabı çok sevemedim . Ancak kitap kısa ve akıcı olduğu için hemen bitirilebilir bir kitap . Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar <3
Katai Tayama
Katai Tayama
Döşek
DöşekKatai Tayama · Tokyo Manga · 202361 okunma
·
Puan vermedi
Engin Geçtan insan olmanın ikilemini şöyle anlatır: "Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar." Son yirmi yılın dünyasındaki sosyal ve maddi değişimler düşünülürse, kirpilerin birbirine daha da çok ihtiyaç duyduğunu, her kirpinin bu ikilem karşısında kendi cevabını bulması gerektiğini, tam da bu yüzden İnsan Olmak'ın bugün daha da güncel olduğunu söyleyebiliriz.
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201922,7bin okunma
Çalınan hayatlar.. Neyse,, ahirette şenlik var!
16. yüzyıl Londrası'nda ÖZGÜR bir hayat sürmesi, ölümüne yol açabilecek kadar büyük bir sinirsel gerginlik ve ikilem yaşaması anlamına gelirdi. Sağ kalsa bile, YAZDIKLARI gergin ve hastalıklı bir hayal gücünden kaynaklanan çarpık ve deforme yazılar olurdu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.