Tevhid akidesini benimseyen muvahhidler "ŞEFAAT YA RASULULLAH" sözünü söylemezler.
Allah izin vermeden hiç bir kimse (Rasulullah ﷺ'de dahil) şefaat edemeyecektir. Ancak Allah c.c. izin vermesi ile başta Rasulullah s.a.v. ve diğer şefaat ediciler de şefaat edebileceklerdir. Bunlar da Allahın izin verdiği kişiler için olacaktır .
Ayet
Hikmet Kıvılcımlı, “Osmanlı Tarihinin Maddesi” eserinin Üçüncü Cildinde Osmanlı’da bilimin ne hallere düştüğünü ve buna bağlı olarak Osmanlı Devleti’nin yıkıma nasıl dörtnala gittiğini veciz bir biçimde gözler önüne serer. Biz bu yazıda önce Usta’nın Osmanlı’daki yozlaşmayı somut olarak gösterdiği pasajı, Osmanlıca kısımlarından arındırarak,
ALAMET
1-MISIR TARLALARI
Varlığıyla boşluğu dolduramıyordu.
Derin bir uğultu vardı kulaklarında. Sanki rüzgar ağaçların arasından geçerken onlarla kavga ediyor “Hızımı kesmeyin” Diyordu.
Karanlık bir boşluktaydı. Düzenli ve sürekli bir şekilde kafasını bir yere çarpıyordu.
Tak, tak, tak...
Bazen üç dört saniye arayla, bazen de saniye
Kitabın ilk sayfaları okuru çekerse o kitap okunur.
ALAMET
1-MISIR TARLALARI
Varlığıyla boşluğu dolduramıyordu.
Derin bir uğultu vardı kulaklarında. Sanki rüzgar ağaçların arasından geçerken onlarla kavga ediyor “Hızımı kesmeyin” Diyordu.
Karanlık bir boşluktaydı. Düzenli ve sürekli bir şekilde kafasını bir yere çarpıyordu.
Tak, tak, tak...
Bazen üç dört saniye arayla, bazen de saniye
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten....
al sana kaynak
Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.