Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Onur Binici

Onur Binici
@ikincielbirkafa
Sabitlenmiş gönderi
339 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
BU ÜLKE'YE DAİR
İÇERİK Modernleş(eme)me tarihimizden tutun da düşüncelerimizdeki açmazlar ve ikilemlere; cebinden çıktığımız dimağlardan kuytuda kalmış isimsizlere; toplumdan ferde olduğu kadar fertten topluma ve Türk edebiyatı projektöründen yansıyan derya deniz hükümlerden öksüz ama acımasız eleştirilere... Bunlara ve daha fazlasına mührünü vuran kalemi pek,
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,2bin okunma
Reklam
Onur Binici

Onur Binici

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee
8.4/10 · 72,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%60 (85/140)
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali
7.5/10 · 45,1bin okunma
Naim Efendi, evvela damadı, sonra torunları sayesinde daha nelere alışmıştı... Biçare adam, kızı evlendiği günden beri, aşağı yukarı yirmi senedir, her gün bir eski itiyada veda etmekten ve her gün yeni bir mecburiyete katlanmaktan başka bir şey yapmıyor. Ne Cihangir'deki konağında, ne Kanlıca'daki yalısında ihtiyar ve yorgun vücudunu dinlendirecek bir köşecik kalmıştır.
Reklam
%13 (31/232)
Kiralık Konak
Kiralık KonakYakup Kadri Karaosmanoğlu
8/10 · 17,9bin okunma
517 syf.
·
Puan vermedi
·
66 günde okudu
Martin Eden
Martin EdenJack London
9/10 · 91,9bin okunma
EN GÜÇLÜ BİYOLOJİK BİR İTKİ OLARAK AŞK
En azından elinde aşk ve Ruth vardı. Kalan hiçbir şey kitapların sınamasından geçememişti. Bu sınavı geçen Ruth'ta ve aşkta biyolojik bir onay buldu Martin. Aşk, hayatın en yüce ifadesiydi. Ruth vaktini sıradan adamlarla geçirirken doğa da aşk için Martin'i tasarlamakla meşguldü.
Sayfa 372Kitabı okudu
Martin ve varoluşsal sorunlar...
Çocuk konuştukça Ruth uzaklaşıyordu gözünde. Bu ayaktakımının içinden nasıl çıkıp ona yaraşır biri haline gelebilirdi? Kendisinin de işçi sınıfına mensup olmasının daha da ağırlaştırdığı bu sorun, karabasan gibi çöktü üzerine. Her şey onu aşağı çekmeye çalışıyordu: Ablası, ablasının evi ve ailesi, çırak Jim, tanıdığı herkes, onu hayata bağlayan bütün bağlar.
Bay Eden ve Ötekileri...
Bir beynin işi nedir, diye sordu hırsla. Onların yaptığı her şeyi kendi de yapabilirdi. Kendisinin bizzat yaşadığı hayatı onlar kitaplardan öğreniyordu. Onun da beyni onlarınki kadar bilgi doluydu, sadece bilginin türü değişikti. Aralarından hangisi flador düğümü atabilir, dümene geçebilir veya direğin tepesindeki gözcü mahalline çıkabilirdi? Ömrü, tehlikelerden, cesaret isteyen işlerden, zorluktan ve çok çalışmadan oluşan bir dizi resim olarak geçti gözlerinin önünden.
Reklam
Aforizma
Cesareti korkusuzluk diye öğretiyorlar bize, hayır! Cesaret, korku hissederken üzerine gitme kararına verdiğimiz isimdir. Korku hissederken ona doğru adım atma kararını verebilme gücünün adı cesaret.
Sinan Canan
Sinan Canan
Bay Eden, Statü Farklılığı ve Sevgi...
Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi. Ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile. Şimdi de bilmiyordu bunu. Sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, yüreği hoplamış ve ne kadar güzel, yüce ve muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştü.
"Evet, çürük değilim," dedi genç. "Zorlu işlere geldi mi, hurda demiri bile yiyip yutarım. Ama şimdi hazımsızlık çekiyom. Söylediklerinizin çoğunu hazmedemiyom. Anladınız ya, o eğitim yok bende. Kitapları ve şiiri severim ve en ufak vakit bulduğumda okumuşumdur. Ama şimdiye kadar hiç onlar hakkında sizin gibi düşünmedim. Bu yüzden de onlar hakkında konuşamam. Yani haritası ya da pusulası olmadan yabancı denizlere sürüklenmiş gemi gibiyim. Ama şimdi artık ben de yönümü bulmak istiyom. Belki siz beni doğru yola sokarsınız."
Bay Eden'ın tasvir dünyası...
Fabrika kızlarının zayıf ve hastalıklı yüzleri, Market Caddesi'nin güneyinde oturan şamatacı kızların sırıtışları gözünün önüne geldi. Sığır çiftliklerindeki kadınlarla, sigara tüttüren Old Mexico esmerleri vardı sonra. Ardından tahta takunyaları üzerinde küçücük adımlarla yürüyen bebek gibi Japon kadınları, ince hatlı ama dejenere olmuş Avrasyalı kadınlar, çiçeklerden taçlar takan esmer tenli dolgun Güney Denizi kadınları doluştu galeriye. Sonra tüm bu kadınlar, kâbuslardan çıkma tuhaf ve korkunç bir sürü tarafından yok edildi: Whitechapel'in kaldırımlarında sürten acuzeler, içkiden şişmiş genelev kocakarıları, dişiliklerini kullanıp denizcileri avlayan cehennem kaçkını acımasız, bozuk ağızlı yosmalar, rıhtım döküntüleri, insanlık çukurunun çamur ve pislik tabakası.
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.