Olması gerekenler olmamış ve yıkılması gereken tek kişi ben değilmişim gibi, ardım uçurumlarla doluyken herkes göğsüme yaslanmış, ve sanki kokunla birleşen saçların dengemi bozmamış gibi, ben de tutunamadım gibi. Olduramadım ya da olduramadık bir şeyleri, iki beden bir ruha sahip çıkamadık ve sokakta kaldık gibi. Her şey tamammış ve yarım kalması gereken tek şey buymuş gibi. Her şey hızlı hızlı ilerliyor ve yavaş yavaş yıkılıyormuş gibi. Adım adım eksiliyormuşum ve ilmek ilmek yok oluyormuşum sanki. Bir şeyler bizi öldürmeye yeltenmiş ama evde bulamamış gibi, zaten ev diye bir şey de yokmuş gibi. Bu şehir yıkılmaya yeltenmiş, yaşama alanım kalmadı, zaten yeryüzüne de sığamadım gibi. Bu yangınlar, yıkımlar, sarılmamış yaralar beni toprağa gömer gibi. Ve bu dizeler sabaha çıkarsa, birkaç kişiyi öldürür gibi.