ikra
392 syf.
·
Not rated
Hayvan Hükümranlığı kitabında, domuz çiftliği işleten bir ailenin kuşaktan kuşağa yayılan, acımasız, duygusuz ve çarpık hayatlarına şahit oluyoruz. Yazarın bilinçli bir şekilde bu soğukkanlı dili seçmiş olması muhtemel, ancak böyle bir okuma tecrübesi insanı değiştirir çünkü. Zaten kendisi aynı zamanda hayvan hakları aktivisti. 1. Dünya Savaşı'nın da karakterler üzerinde çok etkisi oldu ve nesilden nesile yaşanan; hayvan katliamı ve insan-hayvan ilişkisi her an çürümeye devam eden bir hale geldi.
416 syf.
·
Not rated
Kapağına bakınca çerez bir romantik kurgu okuyacağınız yanılgısına düşebilirsiniz. Aslında çokça cümlenin altını çizeceğiniz, bazen geri dönüp, daha iyi anlayabilmek için tekrar tekrar okuyacağınız, antik diller öğretmeni Raimund Gregorius’un sıkıcı ve tekdüze hayatını nasıl büyük bir cesaretle geride bırakıp, bilinmezliğin kollarına atıldığına şahit olacaksınız. Benim için kolay bir okuma deneyimi olmadı. Sakinlikle sindirerek, kendinize zaman tanıyarak okumanızı tavsiye ederim.
168 syf.
·
Not rated
‘’Yüzücüler’’ kitabını çok severek okuduğum için hemen Julie Otsuka’nın başka bir kitabına da şans vermek istedim. İyi ki de okumuşum dediğim bir kitap oldu! 1900’lü yıllarda bir grup japon genç kız sadece fotoğraflarını gördükleri erkeklerle evlenmeye Amerika’ya gidiyorlar ve yaşadıkları hayat tahmin ettiklerinden çok farklı çıkıyor. Sürekli çalıştıkları, durmadan çocuk doğurdukları, hiçbir zaman aidiyet hissedemedikleri hayatlarında hep yokluk, zorluk yaşanmamış gibi bir de 2. dünya savaşı nedeniyle, hemen hemen herkesin onlara hain gözüyle bakmalarına maruz kalıyorlar. Kitapta en sevdiğim şeylerden biri, anlatıcının birinci çoğul kişi olması, neredeyse tüm kadınların duygu ve düşüncelerini okuyor olmamız, akıllarından geçenleri satır aralarında okuyabilmemiz oldu. Kültür farklılıkları, kadınlar, aidiyet duygusu gibi temalar ön planda. Kitabın sonunda, anlatıcı değişiyor ve hikayeyi bir de amerikalıların perspektifinden görüyoruz. Son zamanlarda okuduğum kitaplar arasında en beğendiğim oldu diyebilirim ‘’Tavan arasındaki Buda’’ için. Şiddetle tavsiye ederim.
Reader Follow Recommendations
173 syf.
·
Not rated
Kısa öykülerin ustası Etgar Keret okumayı her zaman çok sevdim! Hemen hemen her hikayesinde, okuyucular tam gülümserken bir anda karınlarına yumruk yemiş hissi yaşatmayı o kadar iyi beceriyor ki. En sevdiğim kısa öyküler kitaba da ismini veren ‘’Uç artık’’ ve ‘’Patates püreli babam’’ oldu. Kısa öykü okumayı sevmiyorsanız bile, bence bir şans vermelisiniz.
188 syf.
·
Not rated
Yeraltındaki havuz, yeryüzündeki her şeyden kaçmak isteyenler için bir sığınak haline geliyor adeta. Her yaş grubundan, bambaşka görüşe sahip, farklı insanlar tek bir vücut olup sorumluluklarından, dertlerinden ve hayattan kaçıyorlar her bir kulaçlarında. Bir gün havuzda bir çatlak oluşuyor ve kapanıyor. Yıllarca o havuzda yüzenlerden biri de Alice. Kendisine demans teşhisi konuluyor ve zamanla nasıl hayatının bambaşka bir dönemine girdiğini kızının perspektifinden okuyoruz. Hem bu hastalıkla mücadelenin, hem de anne-kız ilişkilerinin derinlerine inen bu kitap, kalbimi paramparça etti. Kitabı çok beğendiğim için yazarın ilk yazdığı kitabı da hemen edindim ve okudum.
