Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ey hazinesinde bulunanların en hayırlısı olan imanı istemeden veren, istediğimiz affı bizden esirgeme! Ey dua etmeyene gazap eden, dua edenin elini boş çevirme! Allah'ım bizi dille dua edip, kalple kaçanlardan kılma. Ey katımızdan en aziz olan! Bizi katından zelil kılma! İlâhî! Eğer ben günahtan vazgeçmemeye kadir değilsem sen beni affetmeye kadirsin! İlâhî seni sevmemi istiyorsun oysa buna ihtiyacın yok. Beni sevmeni nasıl istemem ki, her şeyimle sana muhtacım! Allah'ım bana lütufta bulun. Çünkü seninim!"
Elemini bile öfke halinde taşıyan baba.
Zira onun inandığı şeyler hep 'gazap'tır. "Gaza-ı ilâhi, Gazab-ı rabbani", "Zülcelâlin gazabı seni çarpsın!", Allah'ın gazabından korkarım" işte küçükten beri onun ağzından daima işitmeye alıştığım büyük sözler. Onun içindir ki kendimi bilinceye kadar "Allah'ı" daima mütehevvir, gazup bir yüz, bir şimşekli bulut halinde tasavvur ederdim. Gerçi sonradan, bu bulut dağıldı, arkasından tatlı bir nur gözlerimi kamaştırdı, ruhumu kamaştırdı. Gerçi sonradan anladım ki "Allah" kelimesi korkudan ziyade sevgiye alemdir ve ona giden yegâne yol sevgi yoludur.
Reklam
Her Güzellik Kendini Bilmekle Başlar
HZ Âdem[aleyhisselâm]ile İblis'in durumları bunun en güzel misalidir.HZ.Âdem[aleyhisselâm]cennetten uzak düştü,hasret çekti.Fakat af diledi, Allah'ın mağfiretine Mazhar oldu. İblis ise isyanına devam etti, suçu Allah'a yüklemeye kalkıştı. Böylece hatayı kendisinin yaptığını kabul etmedi. Sonuçta rahmete layık görülmedi ve
“Gençlik yıllarından itibaren kişisel cesaretinden gurur duyan Ekber, iktidarı eline almadan önce de zaman zaman silahlı çatışmalarda yer aldı. Mesela 1562’de Agra’ya yüz kilometrelik bir mesafede avlanırken, bir Brahma rahibi yanına gelmiş ve oğlunu öIdürüp mülkünü yağmalayan yerel bir haydudun zulmünden şikâyet etmişti. Bunun üzerine, bizzat kendisinin aktardığına göre filini ve az sayıdaki şahsi korumasını tereddütsüz bir şekilde karşılarında duran binlerce haydudun üzerine sürdü. ‘Kalkanına yedi ok isabet etti... Beşi delip geçti... İkisi saplanıp kaldı... Sonunda [Ekber’in fili] duvarı yıktı ve içeri girdi... Çok sayıda gözü pek isyancı öIdürüIdü... Yaklaşık bin kadar ilahî gazap ateşinin imha karargâhına gönderildi. Ekber, cesaretini hem savaşta hem de siyasette fazlasıyla kanıtlamıştır.”
Sayfa 128 - Kronik KitapKitabı okudu
Rub u l Muhlikat
Allah ı bilen,Allah yaklaşan ,Allah için amel eden Allah a doğru say eden ve nihayet Allah katında olanları keşfeden kalbdir. Diğer uzuvlar kalbe tabi ve onun hizmetçileridir. Onlar,kalbin çalıştırdığı alet ve vasıtalardır. Masivalardan temizlendigi zaman, Allah a yaklaşıp saadete eren ve felah bulan bu kalb olduğu gibi,masivayı içine alıp
İlahi Gazap kin ve nefretten ayrı bir şeydir; tıpkı asil bir aşkın kör bir tutkudan ayrı olması gibi.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
düalizmin güdümünde insan;
Birey, cesur bir felsefi düşünme çabasıyla bu özgür­lüğü kazanmaksızın tümüyle kendine ait olamaz ve karşısına dikilen dışsal zorunlulukların utanç verici bedelini ruhsal azaplarıyla öder. Halbuki bu birey bu acılı ve utanç verici sınırlamaların boyunduruğundan kurtulur kurtulmaz yeni, tam ve o zamana kadar hiç dene­yimlemediği bir hayata doğar ve onun özgür etkinlikleri, zorunlulu­ğun bilinçli ve özgür ifadesine dönüşür. İşte o zaman muazzam bir toplumsal güç haline gelecektir ve işte o zaman hiçbir şey onu, Şeytani yalanların üstüne İlahi bir gazap fırtınası gibi hücum etmekten alıkoyamaz ve alıkoymayacaktır da.
Ama dahinin ölüm anında dehaya karşı hayranlık duymaya devam etmemizin bir nedeni var: Ortaya çıktığından beri dehayla beceriksizce sarmaş dolaş olmuş eşitliğin karışık dansı. Bütün insanların eşit yaratıldığı fikri sorgulanmaya başladığında deha, hemen bu düşünceyi çürütecek güçlü bir öğe olarak beliriverdi ve yüzyıllar boyunca itirazla karşılandı.
Sayfa 382Kitabı okudu
Hitler, Kavgam'da bunu tekrarlıyordu: "Olağanüstü dahiler, normal insanlar gibi düşünmezler." Ya da Goebbels'in 1923'te yazdığı ancak 1929'da yayımlanan Micheal isimli romanında gözlemlediği üzere "Heykel için taş neyse devlet adamları için de insan odur."
Sayfa 355Kitabı okudu
Yıkım gücü, yaratma gücünün doğal eşiydi. Bu güç, bilim tarafından meşrulaştırıldığında ve saldırgan bir din tarafından kutsandığında politikanın sonuçlarına sunuldu ve vahiysel sonuçları oldu.
Sayfa 309Kitabı okudu
367 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.