Ama ne olursa olsun öyle ümitsiz bakmayın, bir çaresi var.
Sayfa 144Kitabı okudu
Yani öyle bir hale geldi ki,son yıllarda okuma yazmayı bile hece ile değil harfle öğretmek gibi bir budalalığın içine düştüler. Oysa Türkçe hece ile öğretilir. İngilizce mi bu? Polonez dili mi? Tabii küçükler pırıl pırıl zekalarına rağmen matematik ve ingilizceyi Türkçe okumadan çok önce kavrıyorlar. Maarif vekaletleri bir iki yıl ABD 'de master programı izleyen amatör öğretmen uzmanların elinde oyuncak oluyor.
Sayfa 181
Türkler üç büyük dinin üçüne de mensuptur.
Sayfa 33Kitabı okudu
Türkiye’de hiçbir zaman Batı’daki aydını yetiştiren tipte Batılı eğitim kurulamadı. Doğulu eğitim de Doğulu gibi değil.
Sayfa 12Kitabı okudu
Yalnız kalmayı öğrenirseniz, düşünmeyi de öğrenirsiniz.
Sayfa 71 - NASIL ÇALIŞMAK GEREKİR?Kitabı okudu
"Bizdeki büyük yanılgılardan biri, insanlarımızın kendi başaramadıkları şeyleri çocuklarından beklemesidir."
Tesadüfler acaba tesadüf müdür?
Sayfa 66
Senin yanlışın,mevcut doğruları da ortadan kaldırır.
Sayfa 31Kitabı okudu
Sorumluluk duygun yoksa hak talep edemezsin. Çünkü hakkın temelinde sorumluluk vardır.
Sayfa 50
"Cephede bile kitap okumuştur. Çünkü Atatürk gerçek bir kitap tutkunudur."
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor bayramımız kutlu olsunKitabı okudu
"Azeri" lafı yanlıştır; 'Azerbaycanlı' demek gerekir. 'Azeri' ise çok küçük bir etnik grubun adıdır.
Şimdi bir de 30 Ağustos sorunsalı çıktı. Memlekette sağdan soldan, “30 Ağustos'u kaldıralım” veya “Lozan zafer değil hezimet” deniyor. Birinci Dünya Savaşı'nın son barış muahedesiyle, 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz ile başlayıp 30 Ağustos'ta elde edilen zaferi bu şekilde değerlendirmek, abes bir hükümdür. Lozan'da zafer olmaz, çünkü diplomatlar birbirine süngüyle saldırmıyorlar. Lozan'da şartların elverişliliği ölçüsünde bir uzlaşma söz konusudur. Lozan'da savaşın süngüyle çizdiği sınırı onaylattık; tek kazanç kapitülasyonların gürültü ve kavgayla kaldırılışıdır. Kimsenin kimseye fazla diretecek gücü yoktu, bütün Avrupa ve Türkiye yorgundu. “30 Ağustos” bir zaferdir. Çok ülkede böylesi yoktur; böylesine sahip olanlar da bunu kutlar. Fransa'nın zafer günlerini (L'armistice 1918) ve Rusya'nın zafer günlerini (7 Mayıs 1945) onlar kutlar, başkaları da tebrik eder.
Bir millet krizle düşmez veya yükselmez; bir millet ancak insanın eğitim niteliği yüksekse yükselir, gelişir, zenginleşir.
Sayfa 140Kitabı okudu