Niçin ölümden bu kadar korkuyorsunuz?.. Ölüm bugünkünden daha çok yaşamak demektir; ölüm ilelebet ve bin bir şekilde yaşamak demektir. Düşün ki şimdi bu vücudun dağılıp sen artık yaşamadığını zannettiğin zaman hepimizden, bütün yaşayanlardan çok bir hayata malik olacaksın... Mesela bir uzvun iri bir kayada yosun halinde yeşerirken diğer bir uzvun bir damla yağmur suyu halinde uzak bir denize dökülecek... Bir parçan eskicinin tamir ettiği kunduraya kösele olarak çivilenirken diğer bir parçan bir mandarinin sofrasındaki nefis çay takımını teşkil edecek. Namütenahi şekillerde yaşayacaksın delikanlı ve namütenahi zamanlarda yaşayacaksın. Yalnız şimdiki hayatından bunun ufak bir farkı olacak: O zaman yaşadığını bilmeyeceksin, sende mevcudiyetinin şuuru olmayacak... Fakat ne ehemmiyeti var? Esas mesele yaşadığını bilmek değil yaşamaktır. Ve sana yaşayacaksın diyorum... Niçin üzülüp duruyorsun öleceğim diye?..
Sayfa 208Kitabı okudu
Benim nâçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. -Mustafa Kemal ATATÜRK
Reklam
İlelebet payidar. Mustafa Kemal.... 77 senedir konuşmuyor. Can kulağıyla dinliyoruz. 13 senedir konuşuyorsun. Ciddiye alıp dinleyen yok... Cumhuriyet budur...
Gazete
"Biliyor musun mutasavvıflara göre bu koskoca dünya da bir ana rahmidir aslında." "Dünya bize hamile mi yani?" diye soruyorum. "Öyle ya. Bizler de ana karnındaki bebekleriz. Vakti gelince bu rahmi terk etmemiz lazım. İlelebet burada kalamayız. Ama biz burdan çıkmak istemiyoruz. Zannediyoruz ki dünyayı terk edersek öleceğiz. Ölünce de yok olacağız. Oysa ölüm dediğin başlı başına bir doğumdur aslında. Ölünce bu rahimden çıkacağız. Doğacağız sonsuzlukta. Bunu bir idrak edebilsek korkmazdık ölümden. İdrak edemediğimiz için kokruyoruz. Doğar doğmaz ağlayan bebekler gibi biz de bu dünyadan ayrılmayalım diye ağlıyoruz."
....."Yerkürede ve de sukürede barış diye birşey yoktur. Nasıl ki her ülkenin bir tek hükümdarı varsa sonunda dünyanın da bir tek hükümdarı olacaktır. Tıpkı İskender gibi, Sezar gibi...Ve elbette ki her hükümdar, dünyanın efendisinin kendisi olacağına inanır. Kudreti olan bunu açıkça ilan eder, kudreti olmayan niyetini sinsice yüreğinde besler. Eğer biz onların üzerine yürümezsek onlar bizim üzerimize yürür. Eğer biz hakimiyetimizi ilan etmezsek onlar ilan eder. Eğer biz onların kal'asını fethetmezsek onlar bizim kal'amızı fetheder. Yaşananlar sözlerimizin dayanağıdır, yaşanacaklar ise şahidi. Şaşılacak iş değil, kanundur bu; ilelebet, kadim dünya kanunu. Ve elbette kanla yazılmak zorundadır. Çünkü ademoğlu denen bu mahluk, iyilikten çok kötülükten anlar. Ve de ne yazık ki erdem doğuştan gelen bir vasıf değildir. İnsanları okutmak için, yetiştirmek için binlerce molla, binlerce medrese gerekir ve dahi binlerce kitap ve de onlaca yıl gerekir. Ve siz bu işle uğraşırken düşmanlarınız, bir gecede kökünüzü kurutabilir. O sebepten barış bir hayaldir ki, hüdavendigar babam Murat Han asla hayalci bir padişah değildi....."
Sayfa 297Kitabı okudu
440 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Kitap bir distopya. Baskıcı rejimin hakim olduğu hayali bir ülkede geçen romanda ülke tiranın ölümünden sonra oğlu Oğulhan tarafından din ulemaları ve polisler ordusundan oluşan bir demir yumrukla yönetilmektedir. Görünüşte herkesin çok mutlu bir düzen içinde yaşadığı Merkez'de yaşayan kahramanımız Profösör Yuna Otis, geçmişini sorgularken aynı zamanda kendi bilinçlenme ve ülke gerçeklerinden haberdar olup uyanma sürecini beraberinde getirir. Ülkemizde yaşananlara da göndermede bulunan roman, zulmün ve karanlığın ilelebet hüküm sürmeyeceğini anlatarak umudun hep diri tutulmasını anlatıyor.Edebi değer anlamında pek beklentiye girilmeyip vakit geçirmek için okunacak bir roman.
Tutsak Güneş
Tutsak GüneşAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20155.2k okunma
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.