İ'lem Eyyühel-Aziz! Allah'a tevekkül edene Allah kâfidir. Allah, kâmil-i mutlak olduğundan lizâtihî mahbubdur. Allah mûcid, vâcib-ül vücud olduğundan kurbiyetinde vücud nurları, bu'diyetinde adem zulmetleri vardır. Allah melce ve mencedir. Kâinattan küsmüş, dünya zînetinden iğrenmiş, vücudundan bıkmış ruhlara melce ve mence odur. Allah bâkidir, âlemin bekası ancak onun bekasıyladır. Allah mâliktir, sendeki mülkünü senin için saklamak üzere alıyor. Allah ganiyy-i mugnidir, her şeyin anahtarı ondadır. Bir insan Allah'a hâlis bir abd olursa, Allah'ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur.
Sayfa 130 - İhlâs Nur Neşriyat
İ'lem Eyyühel -Aziz! Mahlûkatın en zalimi insandır. İnsan kendi nefsine olan şiddet-i muhabbetten dolayı kendisine hizmeti ve menfaati olan şeyleri hem sever, hem kıymet verir. Semeresinden istifade gördüğü şeylere abd ve köle olur.
Reklam
İ'lem Eyyühel-Aziz!
İnsanları fikren dalalete atan sebeblerden biri; ülfeti, ilim telakki etmeleridir. Yani melufları olan şeyleri kendilerince malûm bilirler. Hattâ ülfet dolayısıyla âdiyata teemmül edip ehemmiyet vermezler. Halbuki ülfetlerinden dolayı malûm zannettikleri o âdi şeyler, birer hârika ve birer mu'cize-i kudret oldukları halde, ülfet saikasıyla onları teemmüle, dikkate almıyorlar; tâ onların fevkinde olan tecelliyat-ı seyyaleye im'an-ı nazar edebilsinler.
Sayfa 199 - RNK NeşriyatKitabı okudu
İ'lem Eyyühel-Aziz! " İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir. Evet hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür'atle çalıştırıyor. Arz sefinesi de, sür'atle giderken ﺗَﻤُﺮُّ ﻣَﺮَّ ﺍﻟﺴَّﺤَﺎﺏِ âyetini okuyor. Sefine-i arz sür'atle yürürken, dünyanın gayr-ı meşru lezzetlerine uzatılan ellere zehirli dikenlerin batacağı düşünülsün. Binaenaleyh o zehirli dünya oklarına bakıp el uzatma. Firakın elemi, telaki lezzetinden ağırdır."
İ'lem Eyyühel-Aziz!
Ey nefis! Eğer takva ve amel-i sâlih ile Hâlıkını razı etti isen, halkın rızasını tahsile lüzum yoktur; o kâfidir.
Sayfa 188 - RNK NeşriyatKitabı okudu
İ'lem Eyyühel-Aziz! Bu küre-i arz misafirhanesi, insanların mülk ve malı değildir. Ancak insanlar, amele gibi o misafirhanenin çeşit çeşit işlerinde ve tezyinatında çalışırlar. Eğer küre-i arzın haricinden yabancı birisi gelip misafirhanenin bir mu'cize ve harika olduğuna ve insanların da aciz, fakir, muhtaç olduklarına dikkat ederse, bu insanlar bu binaya sahib ve sani' olacak bir iktidarda değildir, ancak böyle harika bir masnuun sanii de mu'ciznüma olduğuna kat'iyyetle hükmedecektir. Ve bu insanlar, o Sultan-ı Ezeli'nin makasıdına çalışan amelelerdir. Bu ameleler, aldıkları ücretlerinden maada bu binadan bir şeye malik ve sahib olmadıklarına tekraren hükmedecektir. Ve keza o çiçeklerin zevilhayata karşı gösterdiği teveddüdlerine ve tahabbüblerine ve tebessümlerine dikkat eden anlar ki: Bir Hakim-i Kerim tarafından misafirlerine hizmetle muvazzaf bir takım hedaya ve behayadır ki, Sani' ile masnu arasında bir vesile-i tearüf ve tahabbüb olsun.
Envar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
İ'lem Eyyühel-Aziz!
İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir.
691 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.