Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Tekil bi' varoluş ama aynı zamanda bi' kuşağın hareketi içinde erimiş bi' yaşam.
Annie Ernaux kaleminden bahsedince zihnimde ilk canlanan şey hep sahicilik ve can yakan bi' dürüstlük oluyor. Bu sahicilik arkasında hissettirdikleri, yazdıklarıyla başardıkları ise bambaşka tabii ki. Ernaux sanki yazdığı her cümleyle dünyayla ilişkisine sızan tüm acıları kalemiyle yumuşatmayı başarıyor. Çok garip bi' ikilem bu bence çünkü kimi cümlelerinde hayatının çok dışında bir okuyucuyu bile öfkelendirmeye yetecek güç var. Kendi yaşanmışlıklarını başkalarının yaşanmışlıklarıyla ele almak ve bireysel olandan toplumsal olana çok ince bi' çizginin üzerinde ilerlemek... İyi ki okuma listemde hiç ertelemediğim yazarlardan biri oldu kendisi.
Kitap bir çok alışkanlıklara göre daha gerçekçi yaklaşıyor. Japonların kaizen kültürüne benzeyen küçük başlangıçlarla nasıl ilerlemek gerektiğini güzel örneklerle ifade etmesi güzel ve kesinlikle ara sıra tekrar okunması gerekenler listesine girmeli.
Endülüs müslüman toprağı iken Granada'da doğan ve oradan müslüman kalabilmek için ayrılmak zorunda kalan Hasan İbn Muhammed el-Vezzan ez-Zeyyati'nin gerçek hayat hikayesinden yola çıkılarak yazılan düşsel bir yolculuk #afrikalıleo
Fas'tan Kahire'ye oradan da Giovanni Leone de Medici adını aldığı ve dönemin papası tarafından kutsandığı Roma'ya uzanan bir yolculuk bu.
Tarihi roman okurken fazla kapılmadan,olayları,kişileri ve dönemi araştırarak ilerlemek gerek.Kitabı kütüphaneye teslim etmem gerektiği için şimdilik belli başlıkları not ettim.Endülüs,granada,luther,engisizyon,yavuz sultan selim,10.papa bunlardan bazıları.Yavaş yavaş ilerleyerek bu süreci keyifli ve öğretici yapmak niyetindeyim.Hadi inşallah.
Korku denilince aklıma biraz daha farklı şeyler gelsede ve bu beklentilerimi çok fazla karşılamasa bile oldukça güzel bir kitap olduğunu belirtmeliyim. Açıkçası korku kitapları pek ilgimi çekmiyor ve hiç okumadım ablamın tavsiyesi üzerine aldım ve açıkçası beklentim fazlaydı.
Korkunç ve gerilimin aksine o kasabaya karşı biraz sempati duydum ve biraz bu yüzden kötü hissetmedim değil. Açıkçası tahmin edilen bir son olsa bile o sona ilerlemek güzeldi. Diğer kitaplarınıda mutlaka okuyacağım bir yazarı keşfetmiş oldum :)
İlk Etap İçin Yeterli
Birkaç incelemeyi okuyup ona göre bir yorum yapayım istedim; genelde insanlar Mesut Topal’ın kendi düşüncelerini Farabiye uyarlayıp bir seçme oluşturduğundan bahsetmiş. İnceleme yapanların felsefe bilimi adına 120 sayfalık bir kitap için buradan filozof olarak ayrılacaklarını düşünüp bu kitabı satın almaları enteresan. Felsefe öğrenmek; ‘’epistemoloji’’ süreç isteyen bir iş ve devamlılık gerektirir birçok dalda olduğu gibi.
Ben yazarın kendi düşünceleri ile Farabi’nin anlatmak istediği düşüncenin birleştirilip ortaya bir şey konulmasını yanlış bulmadım fakat yayınevi neden bu kitabı felsefe bilimleri kategorisinde satışa sunmuş bu
düşünce de aklıma gelmedi değil. Eleştiri - ya da kişisel gelişim için de bir ibareye yer verilebilirdi.Genel itibari ile ben kalan seriyi de okumak istedim. Hızlı tüketen bir toplum olduğumuzu düşünüyorum; kitapta da bu konudan yeterince bahsedilmiş. Açıkçası okurken ‘’Farabiyi anlayacağım ve onun gibi yaşayacağım’’ diye başlamadım bu kitaba. Felsefeye ilgi duymaya başladım ve Spotify podcastleri ile bu öğrenmemi güçlendirmek; kısa cümleler ve açıklayıcı ifadelerle bana bu ilimleri baştan - sıkmadan anlatabilecek şekilde ilerlemek istiyorum. Şu an için konuşursak kendi adıma bana çok iyi gelen bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Eğer benim gibi uzun kitaplara, film, dizi, podcast vs tahammülünüz azsa
Podbee Media - Felsefenin İzinde podcast serisi ile de bu süreci taçlandırabilirsiniz. Mesud Topal’ın diğer kitapları ve Ot dergisindeki yazılarını da bu süreçte takip etmeye başladım. Puanım 7/10, sebebini açıkladım.
okudugum donem hayatimin bir diliminde duraksamis ve ilerlemek istemiyor geriye de gitmek istemiyor orada durup hicbir sey yapmak istemiyor sekildeydim, ve kitabi okumak da istemiyordum cunku kitap da kendime “istedigim zaman hayir diyebiliyorum zaten ne gerek var” derdim ama okuyunca sanki hayatimin o doneminden alinmis bir kitap gibiydi. Sevmeyenlerini haksiz buldugum bir kitap oldu^^
