Dostoyevski Sibirya’daki sürgün yıllarında bir köpeği gözlemlemeye başlar.
Köpeğin, yanından geçen her mahkûm tarafından tekmelendiğini görür. Asıl ilginç olan ise, köpeğin mahkûmlardan kaçmaması ve yanına bir mahkûm yaklaştığında eğilerek tekme pozisyonu almasıdır.
Dostoyevski, bir gün köpeğin yanına yaklaşarak onun başını okşar. Köpek bir süre şaşkın şaşkın ona baktıktan sonra, hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar.
Köpek, o günden sonra nerede Dostoyevski'yi görse oradan kaçar ve ona bir daha asla yaklaşmaz.
Köpeğin sert davranana hoşgörü, sevgiyle yaklaşana havlamasının psikolojideki temel karşılığı;
* köpeğin daha önce hiç sevgi görmemesi, sevgiyle yaklaşana nasıl karşılık vereceğini bilmemesidir.
Çevresinden ve yakınlarından sürekli kötülük gören, yeterince sevilmemiş, anne ya da baba sevgisi tatmamış kişi, sevgiyi gördüğünde ona uyum sağlamakta zorlanır, hatta o ortamdan ve o kişiden kaçar…