Kitap almak üzere İtalya’da özel bir saygınlığı olan bir kitapçıya girdim. Bütün kitaplar ciddenmiş olarak etrafa yayılmış ve insan burada gün boyu ilginç arkadaşlar buluyor. Tarikat Katolik rahiplerinden, asillerden, sanatçılardan edebiyatla ilgilenen kimseler burada dolaşıyorlar. Bir kitap istiyorlar, okuyor ve rastgele hoşbeş ediyorlar. Ben de Palladio’nun eserlerini sorunca belki yarım düzüne insanın hepsi hepsi bana dikkat kesildi.