Beyaz ülke Lübnan
“İlginç olan, Lübnan’da Türkçenin halen üçüncü bir dil olarak yaşamasının Ermeni cemaati sayesinde olmasıdır.. Benzeşen diller olmalarına rağmen İbranca ve Arapçada renk isimleri farklıdır; tek ortak kelime ‘beyaz’ anlamındaki "leban"dır. ‘Leban’, yani ‘Lübnan’; Her iki camianın beyaz diye nitelediği ülkedir. Ortadoğu'da karlı dağlara sahip tek yer Lübnan'dır.. Yazı da burada gelişmiştir; ‘Biblos’ yazıya kaynak olan bir şehirdir. Adı üzerinde ‘kitap’ kelimesi de oradan geliyor.. Bugünkü Lübnan, tarihteki kıyı halkı olan Fenikelilerin yurdudur. Bugünkü Yunan ve Latin alfabesinin kökeni kolay okunup yazılan Fenike alfabesidir. Onların sayesinde Beyrut, Arap matbaasının kitap ve gazeteciliğinin merkeziydi…”
Sayfa 251
Vefatının 103. Sene-i Devriyesinde Abdülhamid Han
Yoğun işi olmadığı durumlarda ise yatsı namazını kıldıktan sonra yatak odasına çekilirdi. Sultanın istirahate geçmesi ile Saray'da gürültü kesilir ortalığı sükûnet kaplardı. Sultan'ın ilginç alışkanlıklarından birisi de yatağına uzandıktan sonra uykuya dalmadan kitap okutturması idi. Ayak ucuna bir paravan konur ve Esvapçıbaşı İsmet Bey kendisine kitap okurdu.
Reklam
" ilginç bir kitap yok mu sende? Bir tanesini versene," dedi.
bu doğru
Kitap okumak bir labirentte dolaşmak gibidir. Hatta okurlar okudukları çok ilginç bir kitaptan söz ederken kendilerini kitabın içinde kaybettiklerini söylerler.
Sayfa 242 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Gençken, diye konuştu, romanı sevdiğim kadar başka hiçbir şey sevmiyordum. Pazar günleri bir köşeye çekilip, bütün kalbimle bir Miss Janny'nin mutluluğunu ve musibetini paylaşmaktan ne kadar hoşlandığımı, tanrı biliyor. Türün benim için daha başka çekicilikleri olduğunu da inkar etmiyorum. Ama elime öylesine seyrek bir kitap geçiyor ki, o zaman da bunun benim zevkime uygun olmasını istiyorum. Ve en sevdiğim yazar, kendimi, dünyamı bulduğum, etrafımdaki olayların meydana geldiği ve hikâyesi pek tabii bir cennet olmamakla birlikte, tanımsız bir saadetin kaynağı olan kendi ev yaşamımdaki gibi ilginç ve içten olan yazardır.
İnsan beyni gelişimi itibariyle, sonradan öğrenmeye muhtaç doğar. Organik olarak ne denli öğrenmeye yatkın hatta hiçbir canlıda görülemeyen, neredeyse doğar doğmaz düşünmeye ve konuşmaya yetenekli olsa da, sonradan öğrenmek zorunluluğu ile maluldür. İşin garip veya saşırtıcı yanı, yaşadığı toplum biçimlerinden daha yavaş ve sonradan gelişir.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.