50. Mûsâ, “Bizim Rabb’imiz” dedi, “var olan her şeye yaratılışındaki temel özellikleri armağan eden ve ayrıca, her varlığı kendi yaratılışındaki amaç ve hikmete uygun niteliklerle donatan, onları dâimâ iyiye ve güzele doğru yönlendirerek, her şeye hedefini ve yolunu gösteren yüce Allah’tır. Kulağa duymayı, göze görmeyi, balığa yüzmeyi, kelebeğe uçmayı, toprağa bitki çıkarmayı ve ağaca çiçek açıp meyve vermeyi öğreten Allah, işte bize de ayetleriyle Kendisine kulluk etmeyi öğretiyor.” 51. Hiç beklemediği bu cevap karşısında şaşkına dönen Firavun, konuyu saptırmak amacıyla, “Peki,” dedi, “ya önceki nesillerin durumu ne olacak? Atalarımız bâtıl yolda mıydı? Eğer onlar cehennemlikse, her şeye yolunu gösteren Rabb’in onları neden doğru yola iletmedi? Yok cennetlik iseler, o hâlde biz neden cehennemlik olalım? Ayrıca, bizden önce yaşamış insanların durumu nedir? Onlar nereye gittiler? Rabb’leri kimdi? Sözünü ettiğin Allah’ı tanımadan öldülerse durumları ne olacak?” 52. Mûsâ, “Hiç kuşkusuz Rabb’im, sonsuz ilim ve hikmetiyle onlar hakkında en âdil hükmü verecektir. Çünkü onlarla ilgili şaşmaz bilgi Rabb’imin katında bir kitapta yazılıdır; sen hiç merak etme; Rabb’im hiçbir konuda yanılmaz, hiçbir şeyi unutmaz.” Mûsâ, sarayda yankılanan gür sesiyle Rabb’inin ayetlerini okumaya devam etti:
İnsan bir kere öğrenmeye başladı mı, artık peşini bırakmamalı. Araya azıcık soğukluk girdi mi bu ilim dedikleri namert, adamı ürkütür. Hayat ile fazla ünsiyet muayyen bir yaştan sonra insanları çok şey öğrenmekten, yani usulü dairesinde öğrenmekten uzaklaştırıyor.
Reklam
65. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabb’i O’dur; öyleyse yalnızca O’na kulluk et ve O’na kullukta devamlı ve kararlı ol! Hiç O’nun adıyla anılan ve O’nun gibi sınırsız ilim, kudret ve merhamet sahibi başka bir varlık tanıyor musun? 66. Fakat insan, bunca uyarıları görmezlikten gelir de, “Ben ölüp gittikten sonra yeniden diriltilip kabirden çıkarılacağım, öyle mi?” der. 67. Peki bu nankör insan, daha önce hiçbir şey değilken, kendisini yoktan var ettiğimizi hiç düşünmez mi?
" Herkese kendini sevdirmenin, herkes tarafından hürmet görmenin yalnız güzellikle olmayıp, çalışmakla, kazanmakla, öğrenmekle, ilim bilmekle de olacağını göstermek istiyorum. "
İlmin gayesi, Yaradan'a ulaşmaktır. Aşktır. Aşka ulaşmayan ilim, ilim değildir. İlim seni aşka götürmüyorsa, cehalet ondan daha hayırlıdır.
Senin muhatabın insan olacak çünkü ilim insana insandan tecelli eder,kitaptan değil.
Sayfa 24 - MecraKitabı okuyor
Reklam
Her mahkûmiyeti, cehalet doğurduğu gibi her hâkimiyeti de ilim sağlar.
Felsefi düşüncenin, filozofluğun, ilim ve irfanın esasını şikayet zannediyordu. Hiçbir şeyden memnun değildi. Memleketinden, milletinden, ailesinden hemen her şeyden şikayetçiydi.
"Lokman Hekim şöyle der: "Şu cihanda bana ilimden daha yakın bir dost bulunmaz. İlim hazineye bedeldir; zira hazineyi sen muhafaza edersin, ilim ise seni muhafaza eder.."
kitap ile, iş ile tırnak ile, düş ile, sevda ile dayan kalbim.
DAYAN KALBİM Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.