Kişiye gereken şeyler şunlardır :Faydalı ilim, ihlasa dayanan kâmil bir amel ve sabıra dayanan tatminkar bir kanaattir fakat insan, nebatın, hayvanatın ve dahi birçok canlının kabul edemediği kulluğu kabul etmiş ve aldandıkça aldanmıştır nefsine. Helali hesap, haramı ceza gerektiren bir âleme razı olmuş tek mahluktur insan.
Kişiye gereken faydalı ilim, ihlasa dayanan kamil amel ve sabra dayanan tatminkar bir kanaattir. Bir insanda bu üç şey bulunduğunda bilmem ki ona ne yapabilirler! Hasan el Basri ra
Reklam
Ona göre alim demek, Peygamber varisi demekti. İlmin ve alimin kıymetinin bilinmediği, içinden çekilip alındığı toplumlar en büyük musibetleri uğramış, fakirlikler içinde yüzen toplumlardı. Hemen belirtmek gerekir ki, ilim ve alim değerlendirmelerinde üzerinde durduğu konuların başında bilgi çokluğu değildi vurgu yaptığı. Amele dönüşebilecek bilgi. Yani bilgi, amel, ihlas ve feraset. Eski alimleri anlatırken dikkat çektiği hususların başında onların ilim ve faziletleriyle birlikte feraset sahibi olmaları da gelirdi. Feraset sahibi olmayan alimlerin yakın tarihimizde nasıl kullanıldıklarını ve halkı da yanılttıklarını acı misallerle anlatırdı. Onun için genç ilim erbabından istediklerinin başında ilim ve amelle birlikte, feraset sahibi, yani öngörülü olmalarıydı. Onun günümüz alim ve cemaat önderlerini değerlendirirken üzerinde durduğu hususlardan birisi de, sırat-ı müstakim, İslami çizgideki hassasiyetleri ve ilimleri yanında, siyasi şuur, günün meselelerini doğru algılama, yorumlama ve çözüm üretmedeki yaklaşımlarıydı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Evet, insanın iman, ilim, amel ve dahi ihlâs ve samimiyet gibi pek mühim vazifeleri vardır.
"Şeriat üç esastan oluşur: ilim, amel ve ihlas. Bu üç parça tam olarak yerli yerine oturtulmadıkça şeriatın gereği de layıkıyla yerine getirilmiş olmaz. Şeriatın gereklerinin yerine getirilmesi durumunda da dünyevi ve uhrevi bütün saadetlerin üstünde olan Allah'ın rızası gerçekleşir. 'Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür.' (Tevbe, 72) Bu sebeple şeriat dünyevi ve uhrevi bütün saadetlerin teminatı olmuş ve şeriatın dışında ihtiyaç duyacağımız hiçbir şey kalmamıştır.
Sayfa 43
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
Reklam
243 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.