Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim? Ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu? Şu ağaçlar, onların dallarını ve eteklerini örten karlar, şu ahşap bina, şu gramafon , şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği bir işi yapmakla meşguldüler. Her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise dingilden fırlayarak, boşta yuvarlanan bir araba tekerleği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.
Sayfa 120
Taburede Alçak Şeyhler Korusu
Kör tilkiyiz, hür yalakayız, şakşakçılığımız hesaba gelmez Şerbetliyiz küfrün en galizine alçaklığımız hesaba gelmez Nuh nebinin dağa kaçan münkir oğlundandır sulbümüz İlk tufanda kağşar imanımız, ahmaklığımız hesaba gelmez Döviz giyer, hamut yutarız, petrol içer altın tasa kusarız Hayasını burarız laf edenin manyaklığımız hesaba gelmez Vuran çok olur, kaçarken meydanda bıraktığımız davula Beş para etmez kasnağımız tokmaklığımız hesaba gelmez Bir elimiz halkın cebinde, diğeri ejderhaya temenna eder Pabuç bırakmayız şeytana, yavşaklığımız hesaba gelmez
Sayfa 54 - Ketebe Yay. 2. Baskı: Şubat 2020
Reklam
Sizinki Ne Baharı?
Bu iş ilk defa “Cizvit Özgürleşme Teolojisi” ismiyle Nikaragua’da Somoza rejimini yıkmak ve El Salvador’u 25 yıl sürecek iç savaşa sürüklemek şeklinde uygulanmıştır. Kosta Rika ve Honduras’ta da devrimci Cizvit hareketleri vardır. 1991 yılında Nikaragua çökmüş, Peru gerilla savaşı ile boğuşur hale gelmiş, Şili’deki istikrarlı rejim devrilmiş, Arjantin ve Venezüella ekonomik olarak çökertilmişlerdir. Yugoslavya ve Irak’ın durumları zaten ortadadır.
Terbiye hususunda yapılacak ilk şey, çocuğu, tabiatını bozacak olan kimselerle vakit geçirmekten ve oynamaktan muhafaza etmektir. Çocuğun vicdanı saftır, iyi veya kötüyü kendi akranından daha çabuk alır ve ona meyleder. Hayırlı ve faziletli olan; din ile, akılla elde edilen faziletleri sevmesini öğretmektir.
Börekçi zade rıfat hoca
Ankara'nin yerlilerinden olan sehrin müftüsü Mehmet Rifat Börekçizâde Hoca, Istanbul Hükûmeti tarafindan görevden alinmis, ardindan da idama mahkum edilmisti. Çok kisa bir dönem milletvekilligi de yapmis, ardindan 1924'te Türkiye Cumhuriyetinin ilk Diyanet Isleri Baskani olmustu.
Sayfa 396Kitabı okudu
Bir İnsan Beşikten mezara kadar,İLK VE ÖNEMLİ amacı olarak, kendi iç huzurunu ve ruh sağlığını korumayan tek bir şeyi bile yapamaz.
Reklam
"Doğdukları ilk andan beri çocuklarımıza sevginin her halini aşılamalıyız."
Hastalığın ilk belirtisi ortaya çıkması ile kızın ölümü arasında sadece 15 dakika geçmişti. İşte Kızıl ölüm bu kadar hızlıydı.
Atomculuk fiziksel dünyanın gerçekliğini, çoklukçu bir teori aracılığuyla Elea mantığının kaçınılmaz etkilerinden kurtarmak için ortaya koyulan son ve en başarılı prişimdir. Bu düşüncenin rakiplerine göre Anaksagoras'in tohumlarının sonsuz bölü nebilirliği ve niteliksel farklılıkları, sorudan kaçınmak gibi görünüyordu ve onlar da çözümü daha
Bugün iyi çalıştım ve yarın pazar; diyebileceğiniz bir an asla gelmez:' Thomas Edison da "Huzursuzluk memnuniyetsizliktir, memnuniyetsizlik de geli­ şimin ilk gereğidir.
Reklam
Şuraya bakın, işte bu çok ilginç, işte kaderine boyun eğmiş, cellat kütüğüne yürüyen, bir alçak gibi ölecek bir adam, evet bu doğru ama ölüme doğru hiç direnç göstermeden, hiç yakınmadan yürüyordu: Ona bu ani gücü verenin ne olduğunu biliyor musunuz? Onu teselli edenin ne olduğunu biliyor musunuz? Cezasını sabırla kabullenmesini sağlayanın ne olduğunu biliyor musunuz? Bir başkası onun sıkıntısını paylaşıyordu; bir başkası da onun gibi ölecekti; bir başkası ondan önce ölecekti! İki koyunu kasaba, iki öküzü mezbahaya götürün ve ikisinden birine diğerinin ölmeyeceğini anlatmaya çalışın, koyun sevinçle meleyecek öküz keyifle böğürecektir ama insanın, Tanrı'nın kendi görünümüne bir biçim vermek için yarattığı insanın, Tanrı'nın ilk, yegâne ve en yüce görevi olarak yakınlarını sevmeyi dayattığı insanın, Tanrı'nın düşüncesini ifade etsin diye ses verdiği insanın arkadaşının kurtulduğunu öğrendiğinde atacağı ilk çığlık bir sövgüden ibaret olacaktır. Doğanın başyapıtı, yaratılışın kralı olan insanı kutlamak gerek!
Sayfa 468 - İş Bankası Kültür Yayınları 1. CiltKitabı okuyor
"...Fırtına başladığında, ilk görünen şey ufuktaki küçük buluttur." ..."Hep de vardı. Sence ters giden şey ne, söyle." "Bilmiyorum. Gücün kendisinde bir zayıflama var. Bir çözülme isteği var..."
Sayfa 275 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
TARİHTE İLK KADIN ŞAİR
Tarihteki her konu gibi kadın şairi de ilk olarak Sümer topraklarında buluyoruz. Bu şair bayan hem bir prenses, hem de önemli bir mabedin başrahibesi. O ilk Akad Kralı I. Sargon'un kızı (MÖ 2400). Sargon, kendinden hemen hemen 1000 yıl sonra onun ağzından yazılmış bir şiire göre, bir rahibenin çocuğuymuş. Bu şiir şöyle: Ben Agade'nin kralı büyük kral Sargon! Annem yüksek bir rahibe idi, babamı bilmiyorum. Yüksek rahibe annem beni gizlice doğurdu. Beni bir kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı. Beni nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım. Nehir beni sürükleyerek su çekici Akki'ye götürdü. Akki sudan çıkardı, kendi oğlu gibi büyüttü beni. Görüldüğü gibi, Sargon'un annesi rahibe olduğundan onu gizlice doğurup, Musa gibi sepet içinde suya bırakmış. Çünkü Sümerlilerde rahibeler tanrının karısı olarak kabul edildiğinden, onlardan doğanlar tanrının çocuğu sayılıyor ve onun yaşamasına izin verilmiyor. Bunun için annesi onu gizlice doğuruyor ve birisi alır düşüncesiyle suya bırakıyor. Sepeti bulan Akki adındaki sucu onu büyütmüş ve Kiş sarayına içkici başı olarak vermiş.
Sayfa 262 - Meryem gibi. Kur'an da Ali Imrân Suresi, ayet 35-37'de yazıldığına göre, Meryem'i annesi daha doğurmadan önce mabede adamış ve orada büyümüş. Orada gebe kalınca Tanrı'nın çocuğu olarak öldürülmesin diye gizlice doğurmuş İsa'yı. O da bu yüzden kendini Tanrı'nın oğlu olarak kabul etmiş.Kitabı okuyor
İnsan ticaretinin tam olarak ne zaman başladığını bilmek mümkün değil. Ancak böylesi bir ticaretin sadece üç kişiyle bile gerçekleştirilebileceği düşünülürse, dünya nüfus tarihinde hayli gerilere gidilebilir. Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki tek işe yarar cümle şuydu: İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır… Dolayısıyla o ilk alete bir bedel biçilip diğerlerini pazarlaması için çok da beklenmiş olabileceğini sanmıyorum. Buna göre, dünya üzerindeki insan ticaretinin başlangıcı şöyle tarihlenebilir: İlk fırsatta! Sonuçta, pezevenkliği de kapsadığı için, dünyanın en eski ikinci mesleğidir.
“Allah, Âdem’i dört maddeden yaratmıştır. İlk olarak toprağı kullandı ancak toprak sertti ve kolayca ufalanıyordu. Toprağı toz haline getirerek ikinci element olan suyla karıştırdı. Bu toz ve su karışımını yoğurarak ona insan biçimini verdi. Ama bu figür çok dayanıksızdı ve her dokunuşta şekil değiştiriyordu. Bu yüzden üçüncü element olan ateşi yaratıp insan figürünün dış kabuğunu kuruttu. Böylece esnek bir tene sahip olmuştu. Ama çok ağırdı. Bu yüzden göğüs kısmına koyduklarından bir kısmını oradan aldı. Kalan boşluğun da sonra çökmemesi için orayı dördüncü element olan havayla doldurdu. Böylece insan vücudu tamamlanmış oldu. Artık dört temel elementten oluşan bir varlıktı insan. Toprak, su, ateş ve hava
KORİDOR YAYINCILIK - 183Kitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.