Bu dünya da 3 tür insan vardır; Biri dindar, biri dindarcı, diğeri ise dincidir. Dindar kendi içinde Allahı benimser ve Allah ile bağını kurar. Dışardan Bir insan gördüğünde nasılsın iyi misin diye sorar. Dindarcı ise o da Allah ile bağ kurmaya çalışır ama bunu çoğu zaman sadece sözleriyle diliyle yapar harekete geçmez ve yeni biriyle tanıştığında sorduğu ilk soru namaz kılıyor musun ne kadar kılıyorsundur Dinci ise kendi hiçbir şekilde Allah ile bağ kurmaya çalışmaz ama birini gördüğünde sorduğu ilk soru ne kadar namaz kıldığıdır sadece insanların dinlerini ölçmekle yaşar. Çok sevdiğim bir söz hayata bakış açımı değiştirdi. Allah bize dindar olmamızı nasip etsin 🙏
“Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir” /Heraclitus Doğada her şey değişim içindedir... dünkü sen bu günkü sen değilsin artık.. bedenin sürekli değişir... doğada sürekli devinim içindedir, her türlü devinim bir değişim getirir.. yenilerin gelmesi için eskiler gitmek yada ölmek zorundadır.. Her türlü değişimin acı verdiğini kolay olmadığını
Reklam
NİMETLER NE KADAR ÇOK ŞÜKREDEN NE KADAR AZ
Şükür etmek şükür etmek aslında ne kadar önemli bir şey farkına varabilmek çok önemli Şükürde en önemlisi verilen nimetlerin Allahtan geldiğini bilmektir Allahtan geldiğini bilerek dil ve kalb ile söylemektir Şükür nedir Şükür sahip olduğunuz şeyler karşılığında onu verene minnetini arz etmek memnuniyet belirtmektir Sadece dil ile şükür etmek tam
Steinbeck’ten oğluna mektup
New York 10 Kasım 1958 Sevgili Thom, Bu sabah mektubunu aldık. Mektubuna kendi bakış açımdan cevap vereceğim, Elaine de kendi bakış açısından. İlk olarak, eğer âşıksan bu iyi bir şeydir, hatta bir insanın başına gelecek en iyi şeydir. Sakın bunu küçümsemelerine izin verme. İkincisi, aşkın çok çeşidi vardır. Biri bencil, cimri, açgözlü, egoist ve
Merak eden bir bakış... Kalbimde nasıl fırtınalar kopara bildi ki... Herhalde ilk defa merak edilmişti kalbim o yüzden di bu birden düşüş...
Evrim ve dine kısa bir bakış
Dinin hiç veremeyecek kadar acizlikte olduğu evrim, dinin annesi sayılabilir. Neden: 1- İnsan bilişsel açıdan amaçsız doğar ve böyle bir birey huzurlu bir yaşama sahip olamaz ve ancak huzur içinde yaşayabilmesi için din kaçınılmazdır. 2- Diğer bütün canlılarla birlikte kendinin de ölümü beklediğini bilen bir varlık için bilinç, pozitif yönünden çok kendisine engel oluşturan bir mekanizmaya dönüşür. Din herhangi bir temeli olmayan iddialarıyla bu tamamen yok olma korkusunu yatıştırır ve böyle bir insanın üremesi de hayatta kalması da daha anlaşılır bir zemine oturur. 3- Bilinç belirginleşmeye başladığı ilk günden beri ilk getirilerinden biri muazzam bir bilgi eksikliği olmuştur. Her olay ve durumun arkasında görünmez bir adamın olması fikri insanların bu düşük zeka potansiyelini koruyup güçlendirerek geleceğe taşımalarına yardımcı oldu. İlk din benzeri inanç kültürleri var olduğunda insanlık modern bilimi keşfedecek kadar bilgi birikimi ve düşünce yapısına sahip değildi fakat meraklarının da giderilmeleri gerekiyordu. İşte bu boşlukta dindar bir insanın yaşama potansiyeli diğer bir insanın yaşama potansiyelnden kat be kat daha fazladır. Velhasıl din insanlığın bugünleri görebilmesi açısından vazgeçilemez bir olgudur. İnsan din olmadan var olamazdı ama tanrı olmadan da yok olmuyorlar. Bugün ise dini geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan toplumlar dinleri olduğu için kendilerini çok şanslı görüyorken tanrıları onlara yardım elini uzatmaktan aciz, ve en güzel hayatları da aklın ışığına yüzünü dönen akla, bilime felsefeye kulak veren toplumlara vaad ediyor.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.