Bizim, ileride teröristlerin ya da saçma sapan ideolojilerin emirlerine uyarak cinayet işleyecek uysal çocuklara ihtiyacımız yok. İlk günden itibaren saygı gören çocuklar, açık göz ve kulaklarıyla dünyayı gezer, haksızlıklara, aptallıklara ve cehalete gerek sözleriyle gerekse yapıcı davranışlarıyla karşı çıkar.
Ancak, kundaklamanın suç avcıları için değerli bir yönü var. SASEM’den bir yangın uzmanı durumu şöyle açıklıyor: “Kundaklama yapabilmeniz için mutlaka bir hazırlık aşamasından geçmek zorundasınız ve o hazırlık aşamasında geride birtakım deliller bırakırsınız. Yani delillerini yok etmek için kullanılan bir araç, aslında en önemli delil haline geliyor. Özellikle hızlandırıcı kullanılan yangınlarda yer zemin tamamen temizlendikten sonra bizim yangın gölgesi dediğimiz bir oluşum vardır. Yani hızlandırıcıyı ilk döktüğünüz anda zeminde meydana gelen gölgeyi, ne atık maddeler, ne de yangının söndürülmesi sırasında kullanılan köpük, su yok edemiyor. Ve biz o gölgeden çok şeyi okuyabiliyoruz.”
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Bak şimdi Midyat öyle bir şehir ki sokakta herhangi birine Arapça sor, Arapça cevap verir, Süryanîce sor, Kürtçe sor, Türkçe sor synı adamdan Süryanice, Kürtçe, Türkçe cevap alırsın. O adamın Süryani mi, Arap mı, Kürt mü, Türk mü olduğunu anlayamazsın. 0 da bilmez senin ne olduğunu. Merak da etmez. Çünkü onun doğal yaşamidır bu, günlük ha- yatıdır. O sana sorar da, sen sorduğu dilde cevap veremezsen, o zaman senin yabancı olduğunu anlar ve yadırgar. Çünkü bu bölgede en büyük ayıp; birlikte yaşadığın insanların dilini bilmemektir! O kamplara sığınan insanlar Ezidî oldukları için. dehset algısı oluşturmaya kodlanmış cinayet robotları tarafından, özellikle seçilip katledildiler. Maksat; onlar üzerinden dünyanın psikolojisini bozmaktı. Ilk etapta bunu başardılar. Fakat bir şekilde kaçıp buraya gelen Ezidîler, kamp dışına çıktıklarında, hiç kimse tarafından dışlanmadılar, yabancı olarak algılamadılar. Kürtçe konuşuyorlardı, Kürtçe cevap alıyorlardi. Mülteci kampindan mısın, Ezidî misin diye soran bile olmamıştı onlara şehirde. Yadsınmamak, yadırganmamak, dışlanmamak, ötekileştirilmemek; bizim tıbbi yöntemlerimizden ve ilaçlarımızdan daha büyük etki uyandırdı onlarda ve umut aşıladı. Aç bir bebeğin anasının memesine yapıştığı gibi, hayata yeniden yapıştılar. Ve ben şuna kesinlikle inanıyorum sevgili dostum; anne sütü ne ise, ana dili de odur ve hiçbir ilaç, anne sütü kadar sağaltıcı bir güce sahip değildir!"
Sayfa 165 - Ketebe Misan 2019Kitabı okudu
"Cinayet gibi," diyordu. "Birini öldürmeyi bir kez olsun düşünmek o yolun açılması demektir."
Sayfa 103Kitabı okudu
İnsanın aklına ilk gelen sözcük, anlamsız oluyor, ama İdris onu zihninden kışkışlıyor. İnsanlar habire bunu söyler. Anlamsız bir şiddet eylemi. Anlamsız bir cinayet. Anlamlı bir cinayet işlenebilirmiş gibi.
Sayfa 151
Canavar... Onun Toskana'dan geldiğinden emindi. İlk cinayet orada işlenmişti ve istatistiki açıdan ilk seferlerde genellikle kendi bölgelerinden pek uzaklaşmazlardı. Buna ek olarak ikinci vaka da orada olmuştu.
Sayfa 98
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.